Kayıtlar

Şubat, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Japon HDRI Galerisi

Resim
HDRI (ing: High Dynamic Range Imaging) fotoğraf çekiminde kullanılan bir teknik. Birden fazla ekspoze değeriyle çekilen resimlerin birleştirilmesinden oluşuyor. Şimdi, turist ve kamera desem aklınıza kimler gelir? Tabii ki Japonlar. Bu sevimli fotoğraf canavarlarıyla Uzakdoğu'nun mistisizmi bir araya gelince sonuç muhteşem olmuş. Size Japon HDR grubunun resimlerinden bir seçki sunuyorum:   Ryukyu Okinawa; Foto: keithkami106106     Beş katlı pagoda; Foto: Osa036     İnari Tapınakları, Kyoto; Foto: sachman75     Dojo'da Karate, 7 pozluk HDR; Foto: hdr_okinawa     Sapporo ile Niseko arası, 3xp; Foto: Christopher Chan     Tokyo; Foto: el_jorpe

Haiku #13: Sihir

Resim
Abra kadabra, Kömür, nohut, patiska. İşe yarıyor!

Kore'de Uçurtma Geleneği - uç08

Kore uçurtmalarının kökeni kesin bilinmiyor, tarihsel kayıtlarda onların iletişim amaçlı, hatta silah olarak bile kullanıldığını görüyoruz. En eski kayıtsa Üç Krallıklar'ın Tarihi Kayıtlar kitabında. 647 yılında ülkede büyük bir isyan çıkmış, ve General Kim'e isyanı bastırma görevi verilmiş. Bir gün büyük bir meteor imparatorluk sarayının çok yakınına düşmüş. Bu olay halkta büyük bir husursuzluk yaratmış ve imparatorun yenilgisinin bir işareti ve gelecek büyük felaketlerin habercisi olarak algılanmış. General Kim isyanı ve halkı yatıştırmak için büyük bir fenerli uçurtma yaptırmış, ve gece fenerleri yakıp onu uçurmuş. Meteorun gittiğini sanan halk tekrar imparatora bağlanmış, ordunun morali yükselmiş ve isyan bastırılmış. Yine bir başka kayda göre, 1347'de Moğol isyanlarını bastırmaya çalışırken, General Tsui adamlarını uçurtmalar yardımıyla bir tepenin üstüne çıkarmış, düşman surlarını ateşli uçurtmalarla yakmış, ve şehri ele geçirmiş. 1592-1598 Kore-Japon savaşında, Korel

Japon Uçurtmalarının Kökeni - uç07

Resim
Uçurtmanın Çin'den Japonya'ya gelişi 794-1192 yılları arasındaki dönemde oldu. Başlangıçta, adi kumaş parçası kullanılsa da daha sonra kağıtla kaplandı ve giderek halk arasında daha popüler oldu. Uzun bir süre, uçurtma askeri amaçlar için kullanıldı. Matbaa tekniklerinin gelişmesine paralel olarak uçurtmanın toplu üretimi Ado dönemine (1603-1867) rastlar. 1655 yılından sonra, Japon hükümetinin sık sık normal günlerde uçurtma uçurmayı yasakladığını görürüz. Ejder Kayığı Festivali ve Fener Festivali, uçurtmaya özellikle izin verilen zamanlardır fakat yalnızca yetişkinler uçurabilir. Tabii, hastalık ileride çocuklara da bulaşacaktır. Ado döneminin sonuna doğru, giderek her yere elektrik hatlarının çekilmesiyle uçurtmanın karıştığı kaza ve hasarlar arttı, ve uçurtma uçurma gerilemeye başladı. Bunun sonucunda, bir çok uçurtma dükkanı ya işini değiştirdi, ya da kapandı, ve uçurtma imalatçılarının sayısı azaldı. Bu eğilim, ancak İkinci Dünya Savaşı'nın ertesinde, el yapımı uçurt

Ağ-tabanlı Uygulamalarda Güvenlik Kaygıları - Sansürü Aşmak (5)

Sansürden kurtulma sistemleri gerekli olmadıkça anonimlik sağlamaz ama çoğunlukla son kullanıcının kimliği ziyaret edilen siteden gizlenir.[1] Eğer kullanıcıyla ağ tabanlı uygulama arasındaki bağlantı düz metinse (http), çoğu bedava hizmette olduğu gibi, aradaki herhangi biri tarafından neler yaptığınız izlenebilir, internet hizmet sağlayıcınızdan tutun da... Yani sansürden kurtulmanın başarılı olduğu durumlarda bile, yetkililer kullanıcıyı takip edebilir, anti-sansür programı kullandığını tesbit edebilir. Artı, bağlantı süresince aktarılan içeriği görebilir. Düz metin işleyen ağ-tabanlı uygulamalar bazen filtrelemeden kurtulmak için adres karıştırma (ing: URL obfuscation ) dediğimiz bir tekniği kullanırlar. Bu, örneğin ROT-13 gibi harflerin 13 sıra atlanarak yazıldığı basit teknik bile adreste tehlikeli sözcük arayan sansür mekanizmalarını atlatmaya yeter: http://www.dorduncugoz.com adresi ROT-13'le uggc://jjj.qbeqhaphtbm.pbz haline gelir. Unutulmaması gereken şey sansür aşılsa

Ağ-tabanlı Anti-sansür Yazılımları - Sansürü Aşmak (4)

Resim
Ağ-tabanlı yazılımların kurulması bir parça teknik bilgi ve uygun kaynakların (bir ağ sunucusu ve bant genişliği) varlığını gerektirir. Tedarikçi özel bir kurum veya kişiyse, hizmetin verileceği adres yalnızca kullanmak isteyen kişilere verilir, böylece halka açık uygulamaların tersine sansürcü kurumların bundan haberdar olması zorlaşır. Bu tür hizmetlerin farkına varılması ve engellenme olasılığı, bir öncekilere göre daha düşüktür. Özel programlar, son kullanıcının kişisel ihtiyaçlarına bir dereceye kadar uygun olarak ayarlanıp kurulabilir. Bazı ayarlamalar ağ sunucusunun çalıştığı kapının (ing: port) değiştirilmesi ve bağlantının şifrelenmesidir. SSL (Secure Sockets Layer), internette güvenli veri iletimi için kullanılan bir uygulamadır ve kredi kartı bilgileri gibi içeriğin aktarılmasında da kullanılır. SSL kullanılan sitelere olağan "http" protokolü yerine "https" kullanılarak erişilir. SSL kullanımında görülen diğer bir seçenek de ağ sunucusunun kök dizinin

İstanbul Türlüsü

Resim
Can dün İstanbul'u gezmiş, ben de sizi gezdireyim. Her geçen gün tahrip etsek de, İstanbul hala tarihi dokusunu koruyan bir kent. İstanbullu tarihle içiçe yaşamaya alışık. Dün bugün bir arada, itişip kakışarak yaşıyor. Var mı bunun benzeri? Tophane'de Çamaşır Günü Zaman, şehrin bazı köşelerindeyse durmuş sanki. Sizce hangi yıldayız dersiniz? Vitrin mankenleri bir ipucu verebilir... İsterseniz mankenlere daha yakından bakalım: ??? Neden bilmiyorum, bu iki resim beni etkiledi. Sanki iki değişik zaman, hatta fotoğrafın çekildiği zamanı da işin içine katarsak üç, ve iki değişik mekan birbirine girmiş. Binanın yapıldığı tarih, bu tür giysilerin moda olduğu tarih, Teksas mı, spagetti vesterni mi, nedir, neresidir? Şimdi bu kakafoniye biraz hayvan katalım: Önce emektar atlarımız Biraz köpek... Her semtin bir camisi, her caminin bir kedisi vardır. Ve bu bulamacı tamamlaması açısından Mimar Sinan'ın yaratıcı torunlarının değişik formları sürreel mekanlarda u

Sıradışı Müzisyenler

Resim
... ve sıradışı müzikler dizimiz sürüyor. Can sıkıntısı ve aletsiz müzik videolarının aksine burada görüntü ve seslerle oynama yok; yalnız, ama yalnız yetenek var. Yurdumuz insanının neden çok azının bir hobisi olduğu beni hep düşündürdü. Gerçi sorun yalnız bu ülkeyle sınırlı değil ama diğer ülkeler ve insanlar için bir şeyler söyleyebilmek için en azından orada belirli bir süre yaşamak gerek. Çok azımızın amatör bir uğraşı veya hobisi var. Evet, bazı hobiler yüksek gelir düzeyi gerektirmekte, fakat çerçöpten bile bir şeyler yaratan insanları gördükçe, ve az sonra seyredeceğiniz videoda olduğu gibi sadece bardaklar ve suyla üretilen müziği dinleyince, insan ister istemez kafasını bu konuya yormaya başlıyor. Yeri geldikçe böyle ilginç (ve de ucuz) uğraşlardan örnek vereceğim (ilki uçurtmalar oldu). Klasik müzikle aranız çok iyi olmasa bile videodaki parçayı beğeneceğinizi umuyorum.

Uçurtma Amerika'da - uç06

Resim
Amerika'da görülen ilk uçurtmayı, Kolomb kıtayı keşfettikten sonra oraya gelen Avrupalı göçmenler getirmiş olması mümkün. Her halikarda uçurtma Amerika'da çok popüler oldu. Bilinen en ünlü uçurtmacı, elektriğin mucidi, bilim insanı Benjamin Franklin'di. Yüzerken uçurtma uçurmayı sever, sudaki hızını artırmak için uçurtmadan yararlanırdı. Şimşek ve yıldırımla ilgili çoğu deneyinde uçurtma kullandı. 10 Haziran 1752'de metalden yaptığı uçurtmasını gökyüzüne çıkardı ve yıldırımların elektrik akımını, ucuna bağladığı iple aşağı çekerek bu olgunun arkasındaki gizemi aydınlattı. Amerikalı bilim insanı, telefonun mucidi Alexander Graham Bell de uçurtma tutkunuydu. 1893'te Hargrave, Amerikan Meteoroloji Bürosu'nun rüzgarın hızını, sıcaklığı ve atmosfer basıncını hesaplaması için katlanan bir uçurtma tasarladı. O günlerde, ABD'de benzer gereçler kullanan 17 meteoroloji üssü vardı ve 1933 yılına dek işlevsel kaldılar. 13 küçük delta uçurtmadan oluşan bir teğmenin y

Uçurtmanın Avrupa Macerası - uç05

Resim
Uçurtma dünya kültürünün parlak bir incisi olduğu gibi nesilden nesile aktarılan bir sanattır da. Farklı ülkelerin uçurtmalarının kendilerine ait farklı tarihleri ve farklı hikayeleri var. 13. yüzyılda, Marco Polo Çin'den Avrupa'ya dönünce, uçurtmayı Batı'ya tanıtır ve uçurtma bilimsel deneylerde sık kullanılmaya başlanır. 1794'te, Glasgow Üniversitesi gökbilimcisi Alexander Wilson dünyanın ilk meteorolojik ölçüm aracını uçurtmayla yapmıştır. Taşıyıcı olarak altı uçurtma kullanarak, havadaki nemi, sıcaklığı ve rüzgarın gücünü sınamak için çeşitli aletleri gökyüzüne çıkarmıştır. İngiliz Sir George Kelly uçmanın gizemini çözebilmek amacıyla yaptığı geniş kanatlı uçurtmaları başarıyla uçurdu. Onları havadaki bir nesnenin ağırlık merkeziyle rüzgar alan bölgelerindeki basınç merkezi arasındaki ilişkiyi sınamak ve değerlendirmek için kullandı. Son olarak da 1800'de dünyanın ilk planörünü yaptı. Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle, Avrupa'da uçurtma yapımı hızla ge

Kargalar Güler, Papağanlar Şarkı Söyler

Başbakan elitlerin analizine kargalar bile güler demiş ve eklemiş: Trabzon'da son 5 yılda muhtaçlara 30 bin ton kömür dağıttık. Biz yatırımlarımızı aynen devam ettireceğiz, yeter ki halkımız bunu görsün, takdir etsin. İstanbul'un, Ankara'nın elit semtlerinde oturarak, masa başında sosyolojik analizler yaparak, kimse şehirlerimizdeki hizmetleri anlayamaz. Sosyal sorunlara, sosyal devlet anlayışıyla el atıyoruz. Bu, hem anayasal görevimiz, hem insani görevimiz. Bir garibin sofrasına oturup bir dilim peyniri, üç tane zeytini, yokluğu, yoksulluğu görmeden ve hissetmeden ahkam keserseniz, yaptığınız yorumlarla kargaları bile güldürürsünüz. Sayın Başbakan'a genelde %99 oranında katılmasam da, onun, liberallerin Ak Parti'ye yönelik eleştirilerine verdiği yanıta katılıyorum. Buna yalnız kargalar gülmekle kalmaz, papağanlar da şarkı söyler.

Hemen Karar Vermeyin

Resim
İlk görünüş aldatıcı olabilir ve bunu en iyi baskıcı rejimler ve onun yardakçıları bilirler. Fotoğraf ve filmlerin kitlelerin fikrini düzeltmek için sıklıkla kullanılması 1. Dünya Savaşı ertesine rastlar. Bu eğilim 60'lardan sonra hız kazanacak ve günümüzde doruğa ulaşacaktır. Artık hükümetlerin bile imaj yapıcıları var, ve danışmanlık şirketlerine tonlarca para ödüyorlar. Ama sanırım siz bunu zaten biliyorsunuz. Kendi kaynaklarınıza bile güvenmeyin. Yukarıda resim hem kaba kuvvet, hem de merhamet içeriyor ve, size en soldaki ya da en sağdaki resim gösterilebilir; gösterenin niyetine bağlı olarak, tabii. Aşağıda daha neşeli yanlış anlamalardan bir demet var; umarım seversiniz.

Karlar Düşer

Resim
İstanbul'a kar pek sık yağmaz, yağdığında da dilimizin zengin küfür ve sövgülerinden nasibini alır. Günlük hayhuy içinde İstanbullu karı bir güzellik veya zenginlik değil, bir başbelası ve engel olarak görür. Sarman Yzb tersini kanıtlamaya çalışıyor: Artık çocuklar karda oynamıyor. Aşıklar sinemaya kaçmış... Acaba bu filme mi gittiler? Belki de arabanın içindedirler. Yoksa küstüler mi? Halbuki CocaCola onları bekliyor. Nerede bu insanlar? Bir an, sandım ki... Fotoğraflar: © CanS, 2008

Ağ Tabanlı Uygulamalar - Sansürü Aşmak (3)

Ağ-tabanlı uygulamalar kullanıcının ziyaret etmek istediği sayfanın adresini (URL) gireceği bir form içeren ve istenilen ağ sayfasının içeriğini ona gösteren özel ağ (web) sayfalarıdır. Kullanıcıyla ziyaret edilmek istenen site arasında bağlantı yoktur, ve uygulama, kullanıcının engellenen sayfayı görebilmesi için saydam bir vekil sunucu (proxy) görevini tereyağdan kıl çekercesine yapar. Bu özel ağ sayfası uygulamaları, gidilen sitedeki linkleri de yeniden yazarak kullanıcının tekrar tekrar form doldurmasına gerek bırakmaksızın sansürsüz bir sörf deneyimi yaşamasına yardımcı olurlar. Ağ-tabanlı bir uygulamayı kullanırken, ziyaretçilerin herhangi bir program kurmak zorunda olmamasının yanısıra, tarayıcılarında da bir değişiklik yapmalarına gerek yoktur. Kullanıcının yapması gereken tek şey uygulama sayfasına gitmek, görmek istedikleri sayfanın adresini yazmak ve "gönder" (ing: submit) düğmesine basmaktan ibarettir. Böylelikle kullanıcının teknik bilgi düzeyi önemsizleşir ve uy

Haiku #12: Kolay ve Zor

Resim
Değişemeyen, Değişime yenilir Fakat ot büyür.

Streisand Etkisi

Streisand etkisi veya faktörü dediğimiz, ne zaman internette içeriği sansürleme, engelleme veya yasaklama, ya da hukuki yollarla kaldırma çabası içine girilse, bu çabaların, sonuç alınması durumunda bile geri tepmesi olgusuna verilen ad. Olguya bu ismin verilmesi ünlü fotoğrafçı Kenneth Adelman'ın California sahil şeridini fotoğraflamasının ardından şarkıcı Barbra Streisand tarafından özel yaşamının ihlal edildiği gerekçesiyle 2003 yılında dava etmesinin bir sonucu. Olayın internette duyulmasının üzerinden saatler bile geçmeden Adelman'ın çekmiş olduğu 12000 küsur resim arasından malum evin resmi yüzbinlerce site ve dosya paylaşım ağlarına sızdığı gibi, Streisand'ın evi de en çok bakılan ve ağlarda aranan ev olmuş. Mike Masnick'in Ocak 2005'te şaka olsun diye uydurduğunu söylediği Streisand etkisi, genellikle John Gilmore'un "İnternet sansürü arıza olarak algılar ve çevresinden dolaşır." sözüyle ilişkilendirilir.[1] Biat kültürüyle yetişmiş, zeytin

İnternetten Bir Cin Fıkrası

Genç bir adam sokakta yürürken eski bir lambaya rastgelmiş. İçgüdüsel olarak lambayı kapıp ellerini sürtmüş. Hop, bir cin peydah oluvermiş. Şanslı günümdeyim diye düşünmüş, ve üç dilek tutup tutamayacağını sormuş. "Hayır," demiş cin, "ben yalnızca tek dilek gerçekleştirebiliyorum, hepsi bu. Şimdi, dile benden ne dilersen?" Genç adam biraz düşündükten sonra cebinden cine göstermek üzere bir harita çıkarmış. "Haritaya bak, işte Ortadoğu burası. Bu bölgede barış hüküm sürsün istiyorum; çok uzun zamandır savaştan başka bir şey görmedi oranın insanları." "Arkadaş, biraz makul ol," diye karşılık vermiş cin. "Orada binlerce yıldan beri savaş var ve ben de biraz formsuzum - bir kaç yüzyıldır bu lambanın içinde sıkışıp kaldım. İyiyimdir, ama o kadar da iyi değil. Başka bir dilek söyle, ve lütfen makul ol." "Peki," demiş genç adam. "Kusursuz bir eşim olsun istiyorum. Sonsuza dek mutlu yaşayalım, ve hiç kavga etmeyelim.&qu

Dördüncü Boyut

Resim
Uzay Yolu, namı diğer Star Trek en sevdiğim dizilerden biri olmuştur. Bunca yıl sonra bile bazı bölümlerini tekrar izlemekten hala büyük keyif alıyorum. Geçen gün "Sonsuzluğun Kıyısındaki Şehir" adlı bölümünü bir daha izledim. İlk kez 6 Nisan 1967 yılında yayınlanan SKŞ, eleştirmenlerden büyük övgü almış olduğu gibi, 1968 Hugo Ödülü'ne de layık görülmüştü. Dizide Atılgan gemisinin doktoru McCoy yanlış bir ilaç yüzünden delilik nöbeti geçiriyor ve o sırada ekibin yeni keşfettiği bir gezegene kendisini ışınlıyor. Tabii, Kirk, Spock ve bir kaç kişi daha McCoy'un bir çılgınlık yapmasını önlemek için peşinden gidiyor. McCoy'u ararken, ekip gezegende kendisine "Sonsuzluğun Bekçisi" diyen değişik zaman ve mekanlara açılan bir nevi kapıyla karşılaşıyor. Bekçi onlara Dünya'nın tarihini hızlı çekim gösterirken artık kendinde olmayan McCoy bir anda kapıya atlıyor ve o sırada görünmekte olan yıla, yani 20. yüzyıla gidiyor. Kirk, McCoy'un peşinden gitse m

Her Gülün Bir Hikayesi Vardır

Resim
İnsanlar ezelden beri güle tutkuyla bağlanmışlar. Kleopatra'nın sarayında, yerlerin gül yapraklarıyla bezendiği söylenir ve büyük bilge Konfüçyüs'ün güllere nasıl bakılması gerektiğini anlatan 600 kitaplık bir kütüphanesinin olduğu da. 1000 yaşındadır. Dünyanın bilinen en eski gülünün yaşıdır bu. Bugün Almanya'da, Hildesheim Katedrali'nin duvarını süsler. Gül, kendi başına bir efsanedir. Rivayet o ki, Roma İmparatorluğu zamanında Rhodante adında inanılmayacak kadar güzel genç bir kız yaşarmış. Güzelliği, onu bıkıp usanmadan takip eden bir hayran kitlesi çekermiş. Bundan bunalan Rhodante çareyi arkadaşı Diana'nın tapınağına sığınmakta bulmuş. Ne yazık ki, bu sefer de Diana onu kıskanmış. Ona ulaşmak için tapınağın kapılarını kırıp içeri giren hayranlarını görünce Diana Rhodante'yi güle, gelen erkekleri de dikene çevirmiş. Gül, her dilde... Yunan mitolojisine göre, güle adını Afrodit vermiş. Gülün bir derneği bile var. Red Rose Society (Kırmızı Gül Derneği

Uçurtmanın Popüler Olması - uç04

Qing döneminde uçurtma kuzey Çin'de iyice popüler olur. Soylulardan sıradan insanlara dek herkes bu olaya tutkuyla bağlanır. Gerçekten de bu tür etkinlikler toplumsal yaşamın aynasıdır zira ülkenin özellikleri ve ekonomik koşulları hakkında önemli ipuçları sağlarlar. Qing Hanedanı döneminde, imparator Qianlong ve Jiaking zamanı istikrarlı bir siyasi durum, tarımsal üretim ve şehir kültürünün gelişmesine tanıklık etmiştir. Ekonomi düzeltilmiş ve gelişmiştir. Barış zamanlarının önemini vurgulamak ve yönetimlerinin ne kadar güzel olduğunu vurgulamak için yöneticiler festivalleri teşvik etmek için çabalamış, bu da uçurtmanın daha da gelişmesine yol açmıştır. Festival günlerinde insanlar akın akın taşralara gitmiş ve baharın yeniden gelmesini kutlamıştır. Gerek ekonomik, gerekse kültürel, göreceli olarak daha gelişmiş olan Beijing-Tianjin ve Weifang bölgeleri de buna öncülük etmiştir. Uçurtmanın popülerleşmesi insanların yalnız kültürel yaşamlarını zenginleştirmekle kalmamış, sportif ya

Uçurtmanın Kültürel Yaşama Girişi - uç03

Resim
Zenginleşen kent kültürü ve ekonomisi yalnız insanların kültürel yaşamla ilgili gereksinimlerini karşılamadı, kent ve kasabaların arasında uçurtma uçurmanın gözde bir etkinlik olmasının da temellerini attı. Böylece uçurtma Kuzey Song devrinde revaçta bir hoşça vakit geçirme aracı oldu, ve bazı akademisyenler halk sanatı olarak uçurtmayı incelemeye başladılar. Song Hanedanı zamanında yaşamış Gao Cheng "Şeylerin Kökeni" adlı eserinde uçurtmanın kökenini, tarihini ve isimlerini inceledi. Ressamlar bu tarihi dönemde teması uçurtma olan resimler yaptı. Güney Song Hanedanı döneminde (1127-1279), kurumları, resmiliği, gelenekleri devrinin zirvesindeki Doğu başkentinden hep kopyalandı. İmparator ve feodal lordlar ortadaki ovalarda yitirilen toprakları geri almayı unutup, güzel manzaralı göl ve dağların seyrine daldılar ve ihtişamlı etkinlikler sarayda moda oldu. Zamanın güçlü zenginleri servetlerini göstermek için "Güneşli Açık Gün" gibi festivallere maddi destek sağladı.

İhtiyaçları ve Kapasiteyi Belirlemek - Sansürü Aşmak (2)

Aşma teknolojileri genellikle değişen kaynak ve bilgi düzeyleri olan farklı farklı kullanıcıları hedefler. Bir senaryo için uygun olan yöntem diğerlerinde iyi çalışmayabilir. Teknoloji seçilmeden önce aşağıdaki soruların yanıtlanması hem tedarikçi hem de kullanıcı için önemlidir: Muhtemel kullanıcı sayısı nedir ve ne kadar bant genişliği (internet hızı diye düşünün) vardır? (hem tedarikçi, hem de kullanıcı için) Muhtemel kullanıcıların internete eriştikleri öncelikli nokta nerededir ve erişim niçin kullanılacaktır? Teknik bilgi düzeyi ne durumdadır? Son kullanıcının erişebileceği ülke dışında güvenilir noktalar var mıdır? Sansürü aşma girişiminde başarısız olup yakalandığı takdirde kullanıcıyı bekleyen olası ceza düzeyi nedir? Son kullanıcı belirli bir aşma teknolojisini kullanmanın getireceği güvenlik risklerini doğru anlayabilecek midir? Kullanıcı sayısı ve eldeki bant genişliği Aşma teknolojisini sunan tarafın, hizmetten yararlanacak kullanıcı sayısını tahmin etmesi ve bun

Artık Zayıflamak Daha Kolay

Aşırı kilolar çoğumuzun düşmanı. Bir türlü denetleyemediğimiz iştahımız (tabii bunda güzel yemeklerimizin de etkisi büyük) yüzünden aldığımız kalorileri geri vermek için neler yapmıyoruz ki? Kimimiz envai çeşit yoga kursuna yazılıp meditasyon yapıyor, kimimiz pilates, powerboard, step ve adını anımsayamadığım değişik şeyler deniyor, bazıları bisiklete binerken, kötü havaları sevmeyen diğerleri evinde pedal çeviriyor. Ne yazık ki hemen hepsinin etkisi çok sınırlı ve bir saat uğraşıp, bir dilim baklavadan aldığımız kaloriyi ancak harcatıyorlar, çünkü önemli bir eksikleri var: Adrenalin! Korku ya da heyecan duyduğumuz anlarda vücudumuza pompalanan adrenalin bize güç ve direnç verdiği gibi, istenmeyen fazlalıklarımızın da baş düşmanı. Bu noktadan hareketle bazı arkadaşlar basit egzersizlere işte bu adrenalin öğesini eklemişler ve asgari hareketle azami kalori yakmayı hedefleyen bir uygulamada karar kılmışlar. Bunu yaparken biz de faydalanabilelim diye videoya kaydetmeyi de, sağolsu

Haiku #11: İnerken

Resim
Ne kokusu var Ne de yüzü aklımda Bulutlar gitti 

Bir Kadını Seyretmenin Zevki

Resim
Bazen kendinizi akıntıya bırakmak hoş olabiliyor. Dün, ben de öyle yaptım ve bu sayede "Kelebek ve Dalgıç" filmini izleme şansım doğmuş oldu. Yönetmen Julian Schnabel'in 'Before Night Falls'dan sonraki filmi Kelebek ve Dalgıç, ve başrollerinde Mathieu Amalric, Emma de Caunes, Emmanuelle Seigner, Jean-Pierre Cassel, Marie-Josée Croze ve Max von Sydow var. Filmin konusunu anlatan oldukça fazla site olduğundan burada fazla ayrıntı vermeyeceğim, ama anlatmak istediklerimi anlatabilmem için de kısaca değinmem gerekiyor (ayrıca sinema eleştirmeni de değilim). Schnabel öykünün çoğunu hayatını dolu dolu yaşarken geçirdiği felç sonucu hastanede gözlerini açan Fransız Elle dergisi editörü Jean-Dominique Bauby'nin bakış açısından anlatıyor (tam olarak söylemek gerekirse sol gözünden) ve kendinizi bir odada uyanırken buluyorsunuz. Hastanede olduğunuzu keşfetmeniz bir kaç saniye daha alıyor. Vücudunuz hareketsiz, denetiminiz dışında ve çalışan yegane organınız gözünüz ve

Bulunmak İstemiyorum

Resim
Diyelim öyle bir an geldi ki internette veya arama motorlarında bulunmak istemiyorsunuz, ne Google'da, ne Yahoo'da, ne MSN'de, ne Exalead, ne Icerocket, ne de Facebook'da. Belki hayatınızdaki (size göre) utanç verici ya da tüm dünyayla paylaşmak istemediğiniz şeyler arama kutusuna isminiz yazılınca patır patır dökülüyor, belki de Scroogled 'ı veya Böyle Arkadaşlar Varken 'i okudunuz ve isteriye kapılıp kaybolmak istediniz. Ne yapardınız? Herşeyden önce vatandaşlık görevinizi yapmadınız ve bunun bedelini ödeyeceksiniz. Birileri (buna Türkiye de dahil) siz uyurken yüzlerce yasa (kanun) ve yönetmelik çıkardı. Devlet dahil her tarafta kaydınız var ve işin kötüsü kayıtlarınız olabilecek en kötü kurumun elinde: devletin yani sır saklamayı beceremediği gibi öncelikle de sizinle uğraşacak bir numaralı kurumun. Ne daha henüz yayınlayabildiğim anonimliği önemsediniz, ne de bunun için uğraşan kişi ve örgütleri. Bir çoğunuz kendi elleriyle kişisel bilgilerini Facebook'

Küresel Isınmaya Hazır mısınız?

Resim
Herhalde çok az televizyon seyrettiğimden olsa gerek Diesel'in geçen yıl yaptığı "Küresel Isınmaya Hazırız" reklamlarını kaçırmışım. Az buçuk insanları tanıyorsam, bu kampanyanın satışlarını çok artırdığına hiç kuşkum yok.   İlk dikkatimi çeken şey, modellerin giydiği mayoların rengiyle sıcakta keyif çatan penguenlerin uyumu oldu. Ayrıca çekimde sarı değil de siyah saçlı modellerin kullanılması çok isabetli olmuş. Hatun kişiyse bütün küresel ısınma dırdırcılarının savlarını boşa çıkartacak kadar güzel. Adeta "Siz yalan söylüyorsunuz, buzları eriten benim." diyor. Penguenlerse her zamanki ağır başlılıklarını korumuşlar.   Bu fotoğrafı sevemedim. Bana "Maymunlar Gezegeni" filmini hatırlattığı için mi, yoksa geri planda Tanrıça yerine İsa'nın heykeli durduğu için mi bilmiyorum.     İşte bu resmi çok vurucu buldum. Bence İstanbul'a kaçak gökdelen, trafiğin içine edecek her noktaya mall, plaza, center gibi abuk sabuk isimler koyup alışveriş mer