Dördüncü Göz

Diana yaradılıştan önceki ilk yaratılandı, içinde herşey vardı; içinden, o ilk karanlıktan kendini ikiye böldü ve karanlıkla aydınlık meydana geldi. Lucifer, erkek kardeşi ve oğlu, hem kendisi hem diğer yarısı olan aydınlık doğmuştu. Diana baktı ki aydınlık, diğer yarısı olan ışık Lucifer çok güzel, onu artan bir şiddetle arzuladı. O ışığı tekrar karanlığına çekebilmek, onu yutmak isteği şehvetle titremesine sebep oldu. Bu arzu Şafak'tı. Ama ışık Lucifer ondan kaçtı, ve dileklerine boyun eğmedi; cennetin en ücra  köşelerine kaçan ışıktı o, kediden kaçan fare misali. Bunun üzerine Diana başlangıcın babalarına, analarına gitti, ilk ruhtan önce bile varolan ruhlara, ve onlara Lucifer'siz yaşayamayacağını söyledi. Onun bu cesaretini takdir ettiler ve ona yükselmeden önce düşmesi, tanrıçaların lideri olması için önce ölümlü olması gerektiğini bildirdiler. Ve çağlar önce, zamanın okunun dünyanın yaratıldığı anı gösterdiği yerde, Diana yeryüzüne indi; düşen kardeşi Lucifer de öyle. Di

Bir zamanlar ıssız bir sahilde, İnung kızı Sedna ile yaşarmış. Karısı öleli çok olmuş ve yaşantıları sakinmiş. Sedna büyüyünce çok güzel bir kız olmuş ve her diyardan gençler onun elini tutabilmek için gelmiş ama hiçbiri onun kalbini çalmaya muvaffak olamamış. Gel zaman git zaman, bir bahar buzlar kırılırken, buzulun üstünden uçan bir fulmar (lat., fulmarus glacialis; arktik bölgelerde yaşayan bir kuş) Sedna'ya yüreği ısıtan bir şarkıyla kur yapmış. "Gel bana," demiş: "kuşlar diyarına, hiç açlığın olmadığı, dünyanın en güzel derilerinden yapılmış çadırımın olduğu yere gel. Yumuşacık ayı postlarının üstünde yatarsın. Arkadaşlarım, diğer fulmarlar sana arzu ettiğin her şeyi getirir; tüyleri seni giydirir; lamban hep yağ, tenceren hep etle dolu olur." Nihayet kuşun çabaları sonuç vermiş ve Sedna direnmekten vazgeçip, onunla beraber uçsuz bucaksız denizleri aşmış. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra fulmarların ülkesine varmışlar. Maalesef fulmar doğruyu söylememiş

Tilkinin çok güçlü bir enerjisi vardır, koşullar ne olursa olsun her duruma adapte olabilme özelliği bunun tipik göstergesidir. Zor doğa koşullarından kentlerin taşralarına, endüstriyel alanlardan ormanlara tilki modern bir başarı öyküsü gibidir, tabii birazcık da başbelası. Tilki bize gerçekten başarılı olmanın ne demek olduğunu ve artılarını eksilerini öğretir. Hayattaki yerimizi bulmaya çalışırken kayıp ve kazançlar olacağını, başarının birden fazla yüzü olduğunu ve her zaman neşe ya da ödül beklemememiz gerektiğini bize söyler. Tilki yaşamımıza sihir getirir. Eğer pagansanız ya da kendinizi spiritüel olarak tanımlıyorsanız yaşamınıza daha fazla ritüel ve seremoni katmanızda fayda olacaktır. Bu, daha çok meditasyon yapmak kadar basit bir şey dahi olabilir. Yok eğer spiritüel değilseniz, yine de dinleri araştırmak, hangi gizemlerin insanları onlara çektiğini anlamaya çalışmak yaşamınızın farklı kesitlerini farketmenize olanak sağlayabilir. Tilki bir çok kültürde hilebaz olarak

Eka Abassi Afrika'da İbibioların tanrıçasıdır. Adı ananın yüzü anlamına gelir. Yaşamın yaratıcısı, bilinen herşey varolmadan önce varolandır. Şimşek tanrısı Obumo'nun eşidir. İbibiolara göre o ve öteki tanrılar arasında inanılmaz bir boşluk vardır. Alçak sesle söylenmesine dikkat edilen bir atasözü şöyle der: O diğerleri gibi değildir. O, duvarın öte yanında yaşayandır. Ülke boyunca yayılan kutsal akarsulardaki taşlarda ve çocukları veren büyük ağaçlarda görülebilir. Bereketi o ihsan eder, kısır kadınlar üzerlerindeki lanetin kalkması için ona yakarırlar. Çocukları ölüp öte tarafa göçmüş olanlar, sübyanın bir tutam saçıyla Eka Abassi'den o minik ayakların tekrar dünyaya basmasını ve ana-babaların yalnız yüreklerine neşe getirmesini dilerler. Eka Abassi'ye sunulacak kurbanlar için tören ateşi yapılır. Kütükler çaprazlamasına üst üste konur, üstüne kuru dallar ve nihayet yaşı itibariyle artık yumurtlayamayacak bir tavuk yerleştirilir ve onun burnunda tatlı bir koku o

Yedinci cennette yaşamakta olan ilahların en cömerti Allah yaradılış eserini bitirmişti. Göklerin ve yerin yedişer katı olmuştu. Göklerde periler, toprakların derinliklerindeyse cinler vardı. Cennetin ışığıyla yerin karanlığı arasındaki çatışma, tıpkı perilerle devlerin arasında olduğu gibi süregitmekteydi. Periler cennete, yukarılara süzülürken devler yerin altındaki karanlığa gömülmüşlerdi. Cennete giden yolu dağlar kapatmıştı, öyle ki yalnızca ruhu saf ve temiz olanlar onları aşıp bakırdan ovalara, oradan da gümüş dağlara ve nihayet altın tepelere ulaşabilirdi. Kötü ruhların cennetin ışığından gözleri kamaşırdı. Onların mekanı, girişi su kaynaklarında olan yeraltının izbelikleriydi. Su kaynaklarının yakınında ak ve kara koyunlar aylaklık eder, kötü ruhlar da yünlerinin içine sızardı; yedinci kattaki yurtlarına gitmelerinin tek yolu buydu. Kara koyunlarla dibe giderler, beyazlarla yeryüzüne çıkarlardı. Periler ve devler güçlüydü ve dünyanın ilk yerleşimcisi, ilk adamla birlikte yar

Akşam yemeğini Diana'ya adamak için yapılması ve söylenmesi gerekenler. Un ve tuz ile bal ve suyu alacaksınız ve şu büyülü sözleri söyleyeceksiniz: Un Büyüsü Kutsuyorum seni, ey un! Sen ki bizim vücudumuzsun ve sensiz Yaşayamayız biz. Çiçek olmadan önce toprağa giren O derin sırların saklandığı Ve yüzeye çıkınca rüzgarda Bir toz zerresi gibi dans eden Sen değil misin Gizemlerin parıltısına katlanan. Daha genç bir sürgünken Hatta altından ışıldayan tohumken Daha o zaman gelmişti ateşböcekleri Senin yolunu aydınlatmaya Onların yardımı olmaksızın çıkamazdın Ne de böylesine güzel olabilirdin İşte bu yüzden periler ve cadılardansın Ateşböceklerinin güneşten olduğu gibi. Ateşböceklerinin kraliçesi! Hemen gel, Yarışır gibi bana gel Vur atına gemi beni şarkı söylerken duyunca Kralın oğlunu zaptet ve getir bana Getir onu çabucak, özgür bıraksın seni! Sen ki parlak ve mükemmelsin Seni bir cam altında tutarken Saklı gizemlerin açığa çıkacak Göz kamaştıran sırların bütün o şaşırtıcı bilgisi

Yılan belki de en bilinen ve en korkulan sürüngenlerin başında gelir. İlkel mitlerin çoğunda dünyanın, denizlerin, gördüğümüz ve bildiğimiz hemen herşeyin yaratıcısı olarak anılırlar. En yanlış bilinen özellikleriyse habire fırlayan dilleridir; o meşum organlarındaki koku alıcılarını avlarının yerini bulmada kullanırlar. Yılanın dili çok hassas bir burundur! Yılanın totem olarak hayatımıza girmesi genellikle dünya ve kutsallıkla olan bağlantımızı hatırlamaya yardımcı olan derin sebepler yüzünden olur; bize birbirimize bağlı olduğumuzu, kültürel ve eko sistemlerin mikrokozmosunun ve tüm calıları içine alan makrokozmosun bir parçası olduğumuzu teyit eder. Bunu bir anda kavramak afallatıcı olabilir, bu yüzden yılan zorlu bir öğretmendir. Yılan bizi dünyanın doğumuna, herşeyin yeni, değişime ve gelişime açık olduğu yere geri getirir. Dünyayı değiştirmeye gücümüzün yeteceğini vurgular; yeniden doğmamız, kendi yaşamımızın yaratıcı olmamız mümkündür. Yılanın enerjisi tanrı ve tanrıçal

İtalyan cadılar tanricası Aradia Ay tanrıçası Diana'nın kızıdır. Charles Leland'ın kült eseri Cadıların İncili Aradia'ya (1899) göre Diana kendisini karanlık ve aydınlığı (Lucifer) yaratmak için ikiye bölmüştür (buradaki Lucifer'i Hristiyanlığınki ile karıştırmayınız). Daha sonra Güneş tanrısı Lucifer'i baştan çıkarmak için büyü yapmış ve Aradia dünyaya gelmiştir. Annesinden cadılığın bütün tekniklerini öğrenen Aradia, daha sonra dünyaya bir ölümlü olarak gidip bütün insanlara zalimlere karşı kullanılmak üzere cadılığı ve büyüyü öğretecektir. Aradia, son elli yılda İngiltere, Avrupa ve ABD başta olmak üzere giderek yayılan Wicca gibi yeni-pagan hareketlerin önemli figürlerinden biridir.

Bakın! İşte Diana! Hilalden tacıyla yükseliyor. -- Keats, Endymion'dan. Daha da parlak yapın O'nun düğün gecesinde Hilalini Yıldız Kraliçesi'nin -- age. Bu Vangelo'dur; cadıların İncili: Diana güneş, ay ve ışık tanrısı kardeşi Lucifer'i çok severdi ama güzelliğine olan tutkusu yüzünden Lucifer cennetten kovuldu. Diana'nın ondan bir kızı oldu, ona Aradia (Herodias) dediler. O zamanlarda dünyada çok sayıda zengin ve fakir vardı. Zenginler fakirleri köle yapmıştı. O günlerde pek çok köleye zalimce davranılırdı; her sarayda işkence, her sarayda esaret. Çoğu köle kaçtı. Kırlara sığındılar: ve hırsız ve kötü diye anıldılar. Geceleri uyumak yerine kaçışlarını planladılar, efendilerini soyup sonra da katlettiler. Soyguncu ve katil olarak dağlarda, ormanlarda yaşadılar, sırf köle olmamak için. Diana bir gün kızı Aradia'yı çağırdı: Gerçekten de asil bir ruhsun, Ama sen tekrar ölümlü olmak için doğdun Ve aşağıya, Dünya'ya gitmek zorundasın Kadın ve erkeklere öğ

Kedi iyi bir öğretmendir çünkü dikkatimizi kendi kişisel gücümüze yönlendirir ve daha bağımsız olmamıza yardımcı olur. Hayatımızın hangi noktasında olursak olalım, iyileştirici seyahatlere olan ihtiyacımızı vurgular. Evcil kedi istisnai bir avcıdır; diğer birçok hayvanın, özellikle otoburların yapamadığını yapar, rahatlama ve boş vakitten yararlanma konusunda usta derecesinde evrilmiştir. Kediler kişisel gücümüze kaynak olmaya devam edebilmesi için vücudumuza ve zihnimize nasıl bakmamız gerektiği bize gösterirler. Stresle mücadelenin en iyi yollarından birinin stres atmaya vakit ayırmak olduğunu onlar bize hatırlatır. Civarda kedi varsa, işkolik olmak sağlıksız adledilir. Kedinin size ilk soracağı soru iyi uyuyup uyumadığınızdır. Yeterince uyuyor musunuz? Uykuya gereken zamanı ayırıyor musunuz? Uyku düzeninizi geliştirmenin yollarını arayın, kedi gibi sık sık uyuklamaktan çekinmeyin. Mümkünse hayatınıza meditasyonu katın. Özellikle düzenli meditasyon hayattan beklentilerinize yön

Vasudhara Nepal'in bolluk, iyi talih, zenginlik ve hasat tanrıçasıdır. Adı Sankritçede değerli taşlar dizisi anlamına gelir. Refah tanrısı Kuvera'nın eşidir. Budist ülkelerin sanatının önemli bir parçası ve efsanelerinin popüler kahramanıdır. Aslen Hindu bir Bodhisattva olmasına rağmen namı Budist ülkelerin güneyine dek yayılmıştır. Lotus yapraklarına oturmuş tasvirlerinde altı kolludur ve sol alt elinde simgesi olan hazine vazosunu taşır. Üstteki kolda, yine ayırt edici bir özelliği olan mısır sapları (bru'l sne ma, tib.) bulunur. Üçüncü koldaysa Prajna Mira Sutra kitabını tutar. Sağ ellerinde aşağıdan yukarıya sırasıyla Varada Mudra ve üç değerli dilek taşı vardır. En üst sağ el geleneksel mudra selamını verir. Vasudhara'nın aydınlandıktan sonra kendisini insanların Buddha'nın yolunda Budist cenneti Nirvana'ya ulaşmaları için kılavuzluk etmeye adadığı söylenir. Rig Veda'daki sekiz vasudan biri, Vaisharavana'nın dişi ortağıdır. Kadınlar rahimlerini on

Yarasa nev-i şahsına münhasır bir sosyal hayvandır ve benzersiz iletişim yeteneğiyle komünal mağaralarda kolaylıkla kendi oyuğunu bulur. Uçan tek memeli diye bilinen bu hayvanlar yiyeceklerini doğal sonar diyebileceğimiz yankı sistemiyle bulur. Yarasanın varlığı kendi kafanıza uygun insanları bulmakla ilgilendiğinize işarettir. Varolduğuna inanılan psişik yetileri açığa çıkarır. Başka dünyalara, gerçekliklere, trans ya da ruhani yolculukla geçişi kolaylaştırır. Yarasa bilgeliğe yalnız elle tutulabilen maddi şeylerle değil, rüyalardaki fısıltılar, gerçek veya arketip, tanrılarla haberleşme, ruhun vücudun zincirlerinden kurtulup başka diyarlara uçmasıyla da erişilebileceğini müjdeleyen bir totem hayvanıdır. Meditasyon ve benzeri yöntemlerle psişik yetileri güçlendirmeye yardımcı olur. Mekanı olan mağalaralar, tanrılar, ruhlar ve ölmüş atalarla iletişim için idealdir. Ayrıca, birçok kültürde mağaralar erişkinliğe geşiş, bilicilik, vb inisiyasyonlar için kullanılmıştır. Yarasanın totem

Bu yanıtlanması zor bir soru, zira yüzlerce kültür ve inancın, geçmiş geleneklerin ve çağdaş uygulamaların toteme yüklediği anlamlar çok farklı. Geleneksel olarak totem, bir klanın ya da ailenin, kendisini diğer klan ve ailelerden ayırmak, aile içi evlilikleri önlemek ve akrabalıkları takip edebilmek için benimsediği bir hayvan; bazı kültlerde ise kişinin hayatında ve manevi yolculuğunda ona rehberlik ediyor. Çoğunlukla memeliler, kuşlar, sürüngenler veya böcekler arasından tek bir hayvan totem olarak seçiliyor, yine de tüm animist ve şamanist kültürlerde aşırı yaşamsal öneme sahip olduğunu iddia etmek mümkün değil. Günümüzde, totem kişiye hayatının tüm alanlarında yön veren güçlü bir hayvan olarak kabul ediliyor. İlişkinizde sorun mu yaşıyorsunuz? Toteminize danışın. Akşamları arabanıza park yeri mi bulamıyorsunuz? Toteminiz size yardımcı. Bir önceki paragraftaki sığ beklentileri bir yana koyarsak, eğer şamanist ya da animist bir inanca sahipseniz, ailenizin geçmişteki totemin