Maya - Scroogled 2
Maya Google'da çalışmaya Greg'den iki yıl sonra başlamıştı. Parasını alıp çıktıktan sonra onu Meksika'ya gitmeye ikna eden oydu: Herhangi bir yederde, demişti, var olduğunu yeniden hissetmeye başlayabilirsin.
Maya'nın iki tane ipiri çikolata renkli labradoru ve, saat sabahın altısında Dolores Park'ta ağzından salyalar akan köpeklerce sürüklenmek dışında herşeye katlanabilen Laurie adında sabır taşı gibi bir kız arkadaşı vardı.
Greg ona doğru koşarken Maya Mace'e uzandı, tasmasını ayağının altına sıkıştırdıktan sonra kollarını açarak, "Herşeyin bu mu? Harika görünüyorsun!" dedi.
Onu kucaklarken, bütün gece Google'landıktan sonra iyi kokmayabileceği bir anda aklına geldi. "Maya, Google ve DHS[1] hakkında ne biliyorsun?"
Soruyu sorar sormaz Maya gerildi. Köpeklerden biri de ağlamaya başladı. Maya çevreyi kolaçan edip başıyla tenis kortunu işaret etti. "Orada, elektrik direğinin tepesinde. Yerel kablosuz erişim noktalarımızdan birisi. Geniş açılı bir ağ kamerası. Konuşurken yüzünü başka tarafa çevir."
Büyük resim dikkate alındığında, şehri kameralarla donatmak Google'a pek pahalıya mal olmamıştı. Özellikle de insanlara oturdukları yere göre reklam sunma taahhütleri göz önüne alındığında. Kameralar halkın erişimine açıldığında Greg önemsememişti - insanlar herşeyi gören yeni oyuncaklarıyla oynar, fahişelerin volta attığı çeşitli sokakları yakınplan tararken, konu güncelerde topu topu bir günlük fırtına estirmiş, ama bir süre sonra heyecan uçup gitmişti.
Greg, "Şaka yapıyorsun herhalde!" dedi. Kendini biraz aptal gibi hissetmişti.
Direkten uzaklaşarak "Gel benimle," dedi Maya.
Gezintilerinin yarıda kesilmesi köpekleri hiç mutlu etmemişti, ve Maya mutfakta kahve yaparken bunu bol bol belli ettiler.
Süte uzanırken "DHS ile bir anlaşma yaptık," dedi. "Onlar arama sorgularımızı incelemekten vazgeçtiler, biz de kullanıcılara hangi reklamların gösterildiğini onların görmesine izin verdik."
Greg'in midesi bulanıyordu. "Neden? Sakın bana Yahoo'nun bunu zaten yaptığını söyleme..."
"Hayır, hayır. Yani, evet. Yahoo da yapıyordu. Ama Google'ın razı olmasının sebebi bu değildi. Bildiğin gibi Cumhuriyetçiler Google'dan nefret ediyor. Müşteri tabanımızın çoğu Demokrat. Bizi pataklamadan önce onlarla barış yapabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hem bu K.O.T.S.B.[2] değil - Kişisel Olarak Tanımlanmanızı Sağlayan Bilgi, bilişim çağının zehirli kirliliği - Yalnızca meta-veri[3]. Yani azıcık kötü.[4]
"Peki bütün bu gizlilik niye?"
Maya iç geçirdi ve kocaman kafasıyla dizini dürtmekte olan labradora sarıldı. "O casuslar tıpkı bit gibi. Her yere giriyorlar. Toplantılarımızda ortaya çıkıyorlar. Sanki bir Sovyet Bakanlığında olmak gibi. Ve o temiz kağıdı - iki kampa bölünmüş gibiyiz: güvenlik açısından sakıncasız olanlar ve şüpheliler. Kimin güvenlikten onay alamadığını biliyoruz ama nedenini hiç birimiz bilmiyoruz. Ben temizim. Neyse ki lezbiyen olmak artık seni sakıncalı yapmıyor. Temiz belgesini alan hiç kimse almamış birisiyle yemek yemeye cesaret edemiyor."
Greg kendisini yorgun hissediyordu. "Sanırım havalimanından canlı kurtulduğum için şanslıyım. Kötü bir şeyler yapmış olsaydım kendimi "kayıplar" arasında bulabilirdim, öyle değil mi?"
Maya ona dikkatle baktı. Greg bir yanıt bekledi.
"Ne?"
"Sana bir şey söylemek istiyorum, ama başka kimseye anlatmayacaksın, tamam mı?"
"Terörist bir gruba falan katılmadın, değil mi?"
"O kadar basit değil. Havalimanı DHS taraması bir tür kapı. Amacı casusların arama kıstaslarını daraltmak. Sınırda ikinci kontrole alınmışsan, 'kuşkulu şahıs' olmuşsun demektir - ve hiç bir zaman pes etmezler. Kameralarla yüzünü ve yürüyüşünü kaydedecekler. Postanı okuyacaklar. Sorgularını gözleyecekler."
"Mahkemelerin bunu yapmalarına izin vermeyeceğini söylediğini sanmıştım..."
"Mahkeme senin rastgele Google'lanmana izin vermez. Ama sen sisteme girdikten sonra, bu seçici arama olur. Tamamiyle yasal. Ve seni bir kez Google'lamaya[5] başlarlarsa, mutlaka bir şey bulurlar. Seninle ilgili bütün veriler seni enselemek için şüpheli davranış biçimleri arayan istatistiksel normlardan sapma yöntemini kullanan büyük çekirgeye yükleniyor."
Greg kusacak gibi olmuştu. "Bu nasıl oldu? Google iyi bir yerdi. 'Kötü olma,' doğru değil mi?" Bu şirketin sloganıydı ve Greg'in bilgisayar bilimleri doktorasını Standord'dan doğrudan Mountain View'a almasında önemli bir rol oynamıştı.
Maya sinirli bir kahkaha attı. "Kötü olma mı? Hadi Greg. Lobicilik grubumuz, Kerry'yi[6] yüzdürmeye çalışmış olan aynı kripto-faşistler. Şeytani bekaretimizi uzun süre önce yitirdik."
Bir süre sessiz kaldılar.
Nihayet "Önce Çin'de başladı," diyerek devam etti. Sunucularımızı Çin anakarasına taşır taşımaz adli yetki artık Çin makamlarınındı."[7]
Greg içini çekti. Google'ın elinin nerelere uzanabileceğini çok iyi biliyordu: Ne zaman Google reklamlarının yer aldığı bir sayfayı görüntüleseniz, ya da Google haritalarını (Maps) veya postasını (gmail) kullansanız - sadece başka bir gmail hesabına bile posta yollasanız - şirket sezdirmeden hakkınızda bilgi topluyordu. Yakın zaman önce, sitenin arama optimizasyonu yazılımı arama sonuçlarını bireylere özgü sıralamak için biriktirdiği verileri kullanmaya başlamıştı.[8] Baskıcı bir hükümetin aklında başka fikirler olabilirdi.
"İnsanların profilini çıkarmak için bizi kullanıyorlardı," diyerek devam etti. "Tutuklamak istedikleri birisi olduğunda, bize geliyor ve onları ele verecek bir şey buluyorlardı. Ağ'da Çin'de yasal olan bir şey yapman neredeyse imkansız zaten."
Greg başını salladı. "Sunucuları neden Çin'e koymak zorunda kaldılar?"
"Hükümet aksi olduğu takdirde bizi engelleyeceğini söyledi. Ve Yahoo oradaydı." İkisi de yüzünü buruşturdu. Bir noktada, Google çalışanları kafalarını Yahoo'ya takmıştı ve kendi şirketlerinin nasıl ilerlediğinden çok, rekabetin ne yaptığıyla ilgilenmişlerdi. "Sonuçta yaptık. Ama çoğumuz bu fikri sevmemiştik."
Maya kahvesinden bir yudum içti ve sesini alçalttı. Köpeklerinin biri inatla Greg'in sandalyesinin altını kokluyordu.
"Daha ilk dakikada Çinliler arama sonuçlarını sansürlememizi istediler.[9] Google da kabul etti. Şirketin açıklaması evlere şenlikti: 'Kötülük yapmıyoruz - tüketicilerin daha iyi bir arama aracına erişmelerini sağlıyoruz! Eğer onlara erişemeyecekleri[10] sonuçları gösterirsek, bu onları üzer. Kullanıcıya kötü bir deneyim yaşatmak istemiyoruz."
"Ne var yine?" diyen Greg, köpeği uzağa itti. Maya incinmiş gibi baktı.
"Şimdi sen şüpheli şahıssın Greg. Google'ca izleniyorsun. Bundan sonraki yaşamında birisi sürekli omzunun üstünden seni gözleyecek. Görev sloganımızı hatırlıyorsun, değil mi? 'Dünyanın Bilgisini Düzene Koymak.' Herşeyi. Beş yıl verin, sifonu çekmeden önce klozetinizde ne kadar kaka var bileceğiz. Bunu kötü bir adamın resmine istatistiksel olarak benzeyen birini otomatik olarak şüpheli ilan eden bir sistemle birleştir ve sen--"
"Scroogle-oldum."[11]
"Tamamen." Başını salladı.
Maya iki labradoru da koridorun sonundaki yatak odasına götürdü. Onun kız arkadaşıyla bir şeyler konuştuğunu belli belirsiz işitti, ve Maya tek başına geri döndü.
"Bunu düzeltebilirim," dedi, aniden fısıldayarak. "Çinliler insanları içeri tıkmaya başladıktan sonra pod-arkadaşlarımla[12] %20 projemizin onların işini piç etmek olmasına karar vermiştik." (Google'ın iş yaşantısına getirdiği yenilikler arasında, her çalışanın zamanının %20'sini uçuk projelere ayırması kuralı da var.) "Ona Googlematik[13] diyoruz. Veritabanın iyice içine giriyor ve istatistiksel olarak seni normalleştiriyor.[14] Sorgularını, Gmail histogramlarını, ağda dolaşma şeklini. Herşeyini. Greg, seni Googlematikle temizleyebilirim. Bu tek çözüm."
"Başını belaya sokmak istemem."
"Başını salladı. "Benim işim çoktan bitti. Bu lanet şeyi yaptıktan sonraki her günüm ödünç alınmış zamandı - artık yalnızca birisinin uzmanlığım ve geçmişim hakkında DHS'yi yönlendirmesi için gün sayıyorum ve, ben, bilmiyorum. Benim gibilere savaşta neler yaparlarsa."
Greg havalimanını anımsadı. Soruşturmayı. Gömleğini, ortasındaki bot izini.
"Yap," dedi.
1. Bölüm - 3. Bölüm
[1] DHS: Department of Homeland Security, ABD İç Güvenlik Bakanlığı.
[2] Özgün metinde P.I.I., Personally Identifying Information olarak geçiyor. Digital Imprimatur dizisini okuyanların bildiği gibi şu an ziyaret ettiğiniz siteler sizin kim olduğunuzu bilmiyor. Evet, eğilimlerinizi, ilgi duyduğunuz şeyleri biliyorlar veya tahmin ediyorlar ama bunu bire-bir size, kimliğinize eşleyemiyorlar. Şimdilik (Facebook kullanıcıları hariç tabii. Onların herşeyi kimliklerine eşlenmiş durumda)... İşin kurgusal tarafını bir yana bırakırsak, Google'ın "şu anki" tarzı tüketici açısından kötü bir şey değil. Örneğin ben bir sayfayı ziyaret ettiğimde Google'la aramızda şöyle bir konuşma geçiyor:
- Ah-ha, bir ziyaretçi (kimliği yok)
- selam.
- Hımm, demek 60'ların siyasi akımları ve müziği, bilimkurgu, siberpank'a ilgi duyan birisiniz (dikkat, kimlik bilinmiyor).
- evet.
- Elimde ilgilendiğiniz konulardan şunlar var, bir göz atabilirsiniz.
Bu, televizyon reklamlarıyla karşılaştırıldığında kesinlikle güzel, üstelik de rahatsız etmeyen (uçup, takla atan şeyler, kendiliğinden açılıp bir türlü kapanmayan pencereler yok) bir üslup. Epey de faydalandım.
[3] Bilgisayar veya ağ dersinde olmadığımız için genelleştirilmiş veri diyelim. Örneğin sosis için "et ürünü" ya da "gıda" terimlerini meta-veri olarak düşünebilirsiniz.
[4] Google'ın sloganı'na bir gönderme: "Make no Evil veya Don't be evil" kötülük yapma, Kötü olma.
[5] Bu arada google-lama fiilini türkçeye kazandırmış bulunuyorum. Sadece nasıl yazmam gerektiğine henüz karar veremedim.
[6] ABD başkan adaylarındandı.
[7] Kurgusu değil ama gerçeği, Google'ın değil ama Yahoo'nun başına geldi: Çinli bir gazeteci Yahoo'nun arama sorgularını Çin devletine vermesi yüzünden mahkum oldu. Olay Amerika'da büyük yankı yarattı. Halkla ilişkiler açısından güç duruma düşen şirket, Çinli gazetecinin ailesine tazminat vermeyi kabul etti. Bir senatör de özgürlüğe ve insan haklarına aykırı hareket eden veya onlara yardım eden Amerikan şirketlerinin yargılanabilmesi için yasa teklifi hazırladı.Şu haberlere göz atabilirsiniz:
Yahoo'ya insan hakları suçlaması ve Yahoo'dan Çin davasına yardım [bbc.co.uk].
[8] Genelde gerek Google, gerekse Yahoo özel yaşama saygılı oldu. Temel varsayım insanların özel yaşamlarının didik didik edilmesinden hoşlanmayacağıydı. Paradigma değişikliği Facebook'la geldi. Evinde ne yaptığının bilinmesine, kişisel sorular sorulmasına, cinsel eğilimlerinin açıklanmasına vb kızacağı varsayılan insanlar, birbirleriyle yarışarak her türlü kişisel ve bire-bir eşlenebilen bilgileri Facebook'a girdiler (Çok geç cancağızım, silemiyorsunuz). Bu, şirketin piyasa fiyatını bir anda milyarlarca dolar artırdı. İşte bu yeni paradigmanın rekabeti nereye götüreceği, baskıcı, dinci, gerici hükümetlerin vatandaşlarının akıbetinin ne olacağı, mahalle baskısının (aklınıza gelmemişti, değil mi? Bazı fikir ve eğilimleriniz, bazı mahallelerde veya işyerlerinde ya da ne bileyim, belki devlet memuru olmak istersiniz veya ticari krediye ihtiyacınız vardır, pek hoş karşılanmayabilir) nereye varacağı ise meçhul.
[9] Bu kurgu değil gerçek.
[10] Çin bir çok siteye erişimi fiilen yasaklıyor. Türkiye'de aynı yolda güzelce ilerlemekte.
[11] Scroogled: yazının başlığı. Bence bu geniş anlamlı sözcüğe bu noktada en uygun karşılık şu: Sıçtım.
[12] Ipod kardeşliği.
[13] Özgün metinde GoogleCleaner, GoogleTemizleyicisi olarak verilmiş. Bizde çoğu deterjan matik olduğu için, ben Googlematik demeyi tercih ettim.
[14] Vatandaşa hizmetin ve dahi dipnotların bir sınırı olmalı ama neyse. Normal dağılımın, yani çan eğrisi olarak anılan dağılımın % 67'lik orta kısmında kalanlara normal diyoruz. Bu eğrinin ne kadar ortasındaysanız, o kadar vasatsınız. :-)
Maya'nın iki tane ipiri çikolata renkli labradoru ve, saat sabahın altısında Dolores Park'ta ağzından salyalar akan köpeklerce sürüklenmek dışında herşeye katlanabilen Laurie adında sabır taşı gibi bir kız arkadaşı vardı.
Greg ona doğru koşarken Maya Mace'e uzandı, tasmasını ayağının altına sıkıştırdıktan sonra kollarını açarak, "Herşeyin bu mu? Harika görünüyorsun!" dedi.
Onu kucaklarken, bütün gece Google'landıktan sonra iyi kokmayabileceği bir anda aklına geldi. "Maya, Google ve DHS[1] hakkında ne biliyorsun?"
Soruyu sorar sormaz Maya gerildi. Köpeklerden biri de ağlamaya başladı. Maya çevreyi kolaçan edip başıyla tenis kortunu işaret etti. "Orada, elektrik direğinin tepesinde. Yerel kablosuz erişim noktalarımızdan birisi. Geniş açılı bir ağ kamerası. Konuşurken yüzünü başka tarafa çevir."
Büyük resim dikkate alındığında, şehri kameralarla donatmak Google'a pek pahalıya mal olmamıştı. Özellikle de insanlara oturdukları yere göre reklam sunma taahhütleri göz önüne alındığında. Kameralar halkın erişimine açıldığında Greg önemsememişti - insanlar herşeyi gören yeni oyuncaklarıyla oynar, fahişelerin volta attığı çeşitli sokakları yakınplan tararken, konu güncelerde topu topu bir günlük fırtına estirmiş, ama bir süre sonra heyecan uçup gitmişti.
Greg, "Şaka yapıyorsun herhalde!" dedi. Kendini biraz aptal gibi hissetmişti.
Direkten uzaklaşarak "Gel benimle," dedi Maya.
Gezintilerinin yarıda kesilmesi köpekleri hiç mutlu etmemişti, ve Maya mutfakta kahve yaparken bunu bol bol belli ettiler.
Süte uzanırken "DHS ile bir anlaşma yaptık," dedi. "Onlar arama sorgularımızı incelemekten vazgeçtiler, biz de kullanıcılara hangi reklamların gösterildiğini onların görmesine izin verdik."
Greg'in midesi bulanıyordu. "Neden? Sakın bana Yahoo'nun bunu zaten yaptığını söyleme..."
"Hayır, hayır. Yani, evet. Yahoo da yapıyordu. Ama Google'ın razı olmasının sebebi bu değildi. Bildiğin gibi Cumhuriyetçiler Google'dan nefret ediyor. Müşteri tabanımızın çoğu Demokrat. Bizi pataklamadan önce onlarla barış yapabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hem bu K.O.T.S.B.[2] değil - Kişisel Olarak Tanımlanmanızı Sağlayan Bilgi, bilişim çağının zehirli kirliliği - Yalnızca meta-veri[3]. Yani azıcık kötü.[4]
"Peki bütün bu gizlilik niye?"
Maya iç geçirdi ve kocaman kafasıyla dizini dürtmekte olan labradora sarıldı. "O casuslar tıpkı bit gibi. Her yere giriyorlar. Toplantılarımızda ortaya çıkıyorlar. Sanki bir Sovyet Bakanlığında olmak gibi. Ve o temiz kağıdı - iki kampa bölünmüş gibiyiz: güvenlik açısından sakıncasız olanlar ve şüpheliler. Kimin güvenlikten onay alamadığını biliyoruz ama nedenini hiç birimiz bilmiyoruz. Ben temizim. Neyse ki lezbiyen olmak artık seni sakıncalı yapmıyor. Temiz belgesini alan hiç kimse almamış birisiyle yemek yemeye cesaret edemiyor."
Greg kendisini yorgun hissediyordu. "Sanırım havalimanından canlı kurtulduğum için şanslıyım. Kötü bir şeyler yapmış olsaydım kendimi "kayıplar" arasında bulabilirdim, öyle değil mi?"
Maya ona dikkatle baktı. Greg bir yanıt bekledi.
"Ne?"
"Sana bir şey söylemek istiyorum, ama başka kimseye anlatmayacaksın, tamam mı?"
"Terörist bir gruba falan katılmadın, değil mi?"
"O kadar basit değil. Havalimanı DHS taraması bir tür kapı. Amacı casusların arama kıstaslarını daraltmak. Sınırda ikinci kontrole alınmışsan, 'kuşkulu şahıs' olmuşsun demektir - ve hiç bir zaman pes etmezler. Kameralarla yüzünü ve yürüyüşünü kaydedecekler. Postanı okuyacaklar. Sorgularını gözleyecekler."
"Mahkemelerin bunu yapmalarına izin vermeyeceğini söylediğini sanmıştım..."
"Mahkeme senin rastgele Google'lanmana izin vermez. Ama sen sisteme girdikten sonra, bu seçici arama olur. Tamamiyle yasal. Ve seni bir kez Google'lamaya[5] başlarlarsa, mutlaka bir şey bulurlar. Seninle ilgili bütün veriler seni enselemek için şüpheli davranış biçimleri arayan istatistiksel normlardan sapma yöntemini kullanan büyük çekirgeye yükleniyor."
Greg kusacak gibi olmuştu. "Bu nasıl oldu? Google iyi bir yerdi. 'Kötü olma,' doğru değil mi?" Bu şirketin sloganıydı ve Greg'in bilgisayar bilimleri doktorasını Standord'dan doğrudan Mountain View'a almasında önemli bir rol oynamıştı.
Maya sinirli bir kahkaha attı. "Kötü olma mı? Hadi Greg. Lobicilik grubumuz, Kerry'yi[6] yüzdürmeye çalışmış olan aynı kripto-faşistler. Şeytani bekaretimizi uzun süre önce yitirdik."
Bir süre sessiz kaldılar.
Nihayet "Önce Çin'de başladı," diyerek devam etti. Sunucularımızı Çin anakarasına taşır taşımaz adli yetki artık Çin makamlarınındı."[7]
Greg içini çekti. Google'ın elinin nerelere uzanabileceğini çok iyi biliyordu: Ne zaman Google reklamlarının yer aldığı bir sayfayı görüntüleseniz, ya da Google haritalarını (Maps) veya postasını (gmail) kullansanız - sadece başka bir gmail hesabına bile posta yollasanız - şirket sezdirmeden hakkınızda bilgi topluyordu. Yakın zaman önce, sitenin arama optimizasyonu yazılımı arama sonuçlarını bireylere özgü sıralamak için biriktirdiği verileri kullanmaya başlamıştı.[8] Baskıcı bir hükümetin aklında başka fikirler olabilirdi.
"İnsanların profilini çıkarmak için bizi kullanıyorlardı," diyerek devam etti. "Tutuklamak istedikleri birisi olduğunda, bize geliyor ve onları ele verecek bir şey buluyorlardı. Ağ'da Çin'de yasal olan bir şey yapman neredeyse imkansız zaten."
Greg başını salladı. "Sunucuları neden Çin'e koymak zorunda kaldılar?"
"Hükümet aksi olduğu takdirde bizi engelleyeceğini söyledi. Ve Yahoo oradaydı." İkisi de yüzünü buruşturdu. Bir noktada, Google çalışanları kafalarını Yahoo'ya takmıştı ve kendi şirketlerinin nasıl ilerlediğinden çok, rekabetin ne yaptığıyla ilgilenmişlerdi. "Sonuçta yaptık. Ama çoğumuz bu fikri sevmemiştik."
Maya kahvesinden bir yudum içti ve sesini alçalttı. Köpeklerinin biri inatla Greg'in sandalyesinin altını kokluyordu.
"Daha ilk dakikada Çinliler arama sonuçlarını sansürlememizi istediler.[9] Google da kabul etti. Şirketin açıklaması evlere şenlikti: 'Kötülük yapmıyoruz - tüketicilerin daha iyi bir arama aracına erişmelerini sağlıyoruz! Eğer onlara erişemeyecekleri[10] sonuçları gösterirsek, bu onları üzer. Kullanıcıya kötü bir deneyim yaşatmak istemiyoruz."
"Ne var yine?" diyen Greg, köpeği uzağa itti. Maya incinmiş gibi baktı.
"Şimdi sen şüpheli şahıssın Greg. Google'ca izleniyorsun. Bundan sonraki yaşamında birisi sürekli omzunun üstünden seni gözleyecek. Görev sloganımızı hatırlıyorsun, değil mi? 'Dünyanın Bilgisini Düzene Koymak.' Herşeyi. Beş yıl verin, sifonu çekmeden önce klozetinizde ne kadar kaka var bileceğiz. Bunu kötü bir adamın resmine istatistiksel olarak benzeyen birini otomatik olarak şüpheli ilan eden bir sistemle birleştir ve sen--"
"Scroogle-oldum."[11]
"Tamamen." Başını salladı.
Maya iki labradoru da koridorun sonundaki yatak odasına götürdü. Onun kız arkadaşıyla bir şeyler konuştuğunu belli belirsiz işitti, ve Maya tek başına geri döndü.
"Bunu düzeltebilirim," dedi, aniden fısıldayarak. "Çinliler insanları içeri tıkmaya başladıktan sonra pod-arkadaşlarımla[12] %20 projemizin onların işini piç etmek olmasına karar vermiştik." (Google'ın iş yaşantısına getirdiği yenilikler arasında, her çalışanın zamanının %20'sini uçuk projelere ayırması kuralı da var.) "Ona Googlematik[13] diyoruz. Veritabanın iyice içine giriyor ve istatistiksel olarak seni normalleştiriyor.[14] Sorgularını, Gmail histogramlarını, ağda dolaşma şeklini. Herşeyini. Greg, seni Googlematikle temizleyebilirim. Bu tek çözüm."
"Başını belaya sokmak istemem."
"Başını salladı. "Benim işim çoktan bitti. Bu lanet şeyi yaptıktan sonraki her günüm ödünç alınmış zamandı - artık yalnızca birisinin uzmanlığım ve geçmişim hakkında DHS'yi yönlendirmesi için gün sayıyorum ve, ben, bilmiyorum. Benim gibilere savaşta neler yaparlarsa."
Greg havalimanını anımsadı. Soruşturmayı. Gömleğini, ortasındaki bot izini.
"Yap," dedi.
1. Bölüm - 3. Bölüm
[1] DHS: Department of Homeland Security, ABD İç Güvenlik Bakanlığı.
[2] Özgün metinde P.I.I., Personally Identifying Information olarak geçiyor. Digital Imprimatur dizisini okuyanların bildiği gibi şu an ziyaret ettiğiniz siteler sizin kim olduğunuzu bilmiyor. Evet, eğilimlerinizi, ilgi duyduğunuz şeyleri biliyorlar veya tahmin ediyorlar ama bunu bire-bir size, kimliğinize eşleyemiyorlar. Şimdilik (Facebook kullanıcıları hariç tabii. Onların herşeyi kimliklerine eşlenmiş durumda)... İşin kurgusal tarafını bir yana bırakırsak, Google'ın "şu anki" tarzı tüketici açısından kötü bir şey değil. Örneğin ben bir sayfayı ziyaret ettiğimde Google'la aramızda şöyle bir konuşma geçiyor:
- Ah-ha, bir ziyaretçi (kimliği yok)
- selam.
- Hımm, demek 60'ların siyasi akımları ve müziği, bilimkurgu, siberpank'a ilgi duyan birisiniz (dikkat, kimlik bilinmiyor).
- evet.
- Elimde ilgilendiğiniz konulardan şunlar var, bir göz atabilirsiniz.
Bu, televizyon reklamlarıyla karşılaştırıldığında kesinlikle güzel, üstelik de rahatsız etmeyen (uçup, takla atan şeyler, kendiliğinden açılıp bir türlü kapanmayan pencereler yok) bir üslup. Epey de faydalandım.
[3] Bilgisayar veya ağ dersinde olmadığımız için genelleştirilmiş veri diyelim. Örneğin sosis için "et ürünü" ya da "gıda" terimlerini meta-veri olarak düşünebilirsiniz.
[4] Google'ın sloganı'na bir gönderme: "Make no Evil veya Don't be evil" kötülük yapma, Kötü olma.
[5] Bu arada google-lama fiilini türkçeye kazandırmış bulunuyorum. Sadece nasıl yazmam gerektiğine henüz karar veremedim.
[6] ABD başkan adaylarındandı.
[7] Kurgusu değil ama gerçeği, Google'ın değil ama Yahoo'nun başına geldi: Çinli bir gazeteci Yahoo'nun arama sorgularını Çin devletine vermesi yüzünden mahkum oldu. Olay Amerika'da büyük yankı yarattı. Halkla ilişkiler açısından güç duruma düşen şirket, Çinli gazetecinin ailesine tazminat vermeyi kabul etti. Bir senatör de özgürlüğe ve insan haklarına aykırı hareket eden veya onlara yardım eden Amerikan şirketlerinin yargılanabilmesi için yasa teklifi hazırladı.Şu haberlere göz atabilirsiniz:
Yahoo'ya insan hakları suçlaması ve Yahoo'dan Çin davasına yardım [bbc.co.uk].
[8] Genelde gerek Google, gerekse Yahoo özel yaşama saygılı oldu. Temel varsayım insanların özel yaşamlarının didik didik edilmesinden hoşlanmayacağıydı. Paradigma değişikliği Facebook'la geldi. Evinde ne yaptığının bilinmesine, kişisel sorular sorulmasına, cinsel eğilimlerinin açıklanmasına vb kızacağı varsayılan insanlar, birbirleriyle yarışarak her türlü kişisel ve bire-bir eşlenebilen bilgileri Facebook'a girdiler (Çok geç cancağızım, silemiyorsunuz). Bu, şirketin piyasa fiyatını bir anda milyarlarca dolar artırdı. İşte bu yeni paradigmanın rekabeti nereye götüreceği, baskıcı, dinci, gerici hükümetlerin vatandaşlarının akıbetinin ne olacağı, mahalle baskısının (aklınıza gelmemişti, değil mi? Bazı fikir ve eğilimleriniz, bazı mahallelerde veya işyerlerinde ya da ne bileyim, belki devlet memuru olmak istersiniz veya ticari krediye ihtiyacınız vardır, pek hoş karşılanmayabilir) nereye varacağı ise meçhul.
[9] Bu kurgu değil gerçek.
[10] Çin bir çok siteye erişimi fiilen yasaklıyor. Türkiye'de aynı yolda güzelce ilerlemekte.
[11] Scroogled: yazının başlığı. Bence bu geniş anlamlı sözcüğe bu noktada en uygun karşılık şu: Sıçtım.
[12] Ipod kardeşliği.
[13] Özgün metinde GoogleCleaner, GoogleTemizleyicisi olarak verilmiş. Bizde çoğu deterjan matik olduğu için, ben Googlematik demeyi tercih ettim.
[14] Vatandaşa hizmetin ve dahi dipnotların bir sınırı olmalı ama neyse. Normal dağılımın, yani çan eğrisi olarak anılan dağılımın % 67'lik orta kısmında kalanlara normal diyoruz. Bu eğrinin ne kadar ortasındaysanız, o kadar vasatsınız. :-)
Yorumlar
Yorum Gönder