Newman'ın Üniversitesi - Üniversite (4)

fraktal - kanal
Chicago'nun Humboldt modelini izlediğini göstermek için daha pek çok örnek verilebilir. Kurumun her parçası, fakülte'den yöneticilere, öğrencilerden kütüphane ve basımevine, özgün bilimsellik ve onunla ilişkili eğitim programlarını herşeyden üstün tutmak için çabalamıştır. Bu modele uygun olarak, üniversite eğitim programının bütün unsurları, işleri gereği gelişmiş bilgi birikimine ihtiyaç duyan geleceğin araştırmacılarını ve profesyonellerini yaratacak kararlı ve uzmanlık gerektiren işlere göre ayarlanmıştır.

Bunu mantıksal sonucuna kadar ilerletirsek, Humboldtcu üniversite modeli bizi nereye götürecektir? Kabul edin, etmeyin, bu mantık üniversiteyi lisans programları verme külfetinden (en azından ilk iki yılından) kurtarmayacak mıdır (Almanya'da böyle olmuştur)? [Siz üniversiteyi hocanın yoklama alıp ders anlattığı bir yer sanıyordunuz degil mi? Biraz daha okuyun... ve şaşırın. A]

Bu fikrin burada kimsenin aklına gelmediğini sanmayın. Universitenin açılışından hemen sonra, başkan Harper "üniversitenin gelirinin yeni öğrenci ordusunun eğitilmesinde kullanılması durumunda, daha önemli olan lisansüstü öğrencilerine... kaynak ayrılmasının... imkansız olacağını" gözlemlemişti (Harper 1892, sec. VIII). Sonraları, hepsi de başarısızlıkla sonuçlacak olan, öğrencilerin ilk iki yillarını çevre akademilerde geçirmesi yöntemi için, ki böylece üniversite "enerjisini yalnızca kendi asli işine verecekti," çaba gösterdi (University of Chicago 1891, 3). Birinci Dunya Savaşı ertesinde giderek şişen kolej kayıtlarına yetişmeye çalışmak, hem başkan Judson'un, hem de üniversite senatosunun, kaynakların lisans oğrencilerinin eğitimi için fazlaca kullanılmasına yol acması sebebiyle tepkisine neden oldu. 1920'lerin ortalarında mezunların dekanı ve üniversite basın direktörü Gordon J. Laing, Chicago'da lisans öğrencilerine harcanan kaynağın diğer bölümlerin üretkenliğini yarı yarıya düşürdüğünden şikayet edecekti (PR 1926-27, 7). Laing, kurumun lisans eğitimi külfetinden kurtulduğu takdirde yapılabilecek lisansüstü işlerin ne kadar büyük olacağının hayalini kuruyordu (Laing 1927, 201).

Kasım 1929'daki açılış konuşmasında genç Başkan Robert Maynard Hutchins, çoğu fakülte üyesinin, üniversitenin lisans eğitiminden tamamiyle çekilmesini ya da en azından ilk iki yılına hiç karışmamasını tercih ettiğini söyledi (Hutchins 1930, 12-3); ve bir kaç yıl sonra da, lisans bölümlerinin önemli bir kısmını Evansville'deki kuzeybatı kampüsüne taşımaya çalıştı. 1969 yılı kadar yakın bir tarihte de, öğrencilerin oturma eyleminden sonra kolej kayıtlarının 500 kişiyle sınırlandırılması konuşuldu ve hatta tamamiyle kaldırılması bile gündeme geldi.

Sizin de bildiğiniz gibi bunlar olmadı. Tam tersine, Harper'in da çabaları ve bu baskılar sayesinde üniversite ülkenin gördügü en radikal ve dahice liberal eğitim programını uygulamaya koydu. Bunu, Humboldt ve Shils'in öngördüğünden farklı bir modele kayarak yaptı. Gelin bu alternatif modeli John Henry Cardinal Newman'in "Universitenin Anlamı" adıyla 1852'de yayınlanan mektuplarına bakarak inceleyelim. Newman, o çok sevdiği Oxford'daki deneyimlerini temel alarak, zekanin genel güçlerini besleyerek öğrencileri eğiten bir üniversite vizyonu geliştirmişti.[*]

3. Bölüm - 5. Bölüm

[*] Bu ve sonraki bölüm, üniversiteyi taş ve çimentodan yapılan bir bina sanıp, her ile bir tane kuracağını söyleyen, 20 ve 21. yüzyıllarda yaşayan Eğitim Bakanlarımıza ithaf edilmistir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria