Tamamlayıcı Bütüncülük (Holizm) - Radikal Kuram (5)

Radikal kuram, bu farklı alanları anlamaya çalışırken tamamlayıcı bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyor.

Tekilci (monist) bir yaklaşım yalnız bir alana bakar ve o alanın toplumsal yaşamın diğer alanlarını nasıl etkilediğine en çok önemi atfeder.

Çoğulcu (pluralist) bir yaklaşım bu alanların herhangi bir bileşimine bakar ve yalnızca sonuçları toplar ve özetler. Örneğin akrabalık ve ekonomik alanlara bakan birisi, sınıf mücadelesi ve erkek-egemenliğini toplumu biçimlendiren ana güçler olarak görür.

Üçüncü ve radikal kuramca zorunlu hale gelen yaklaşım, bir alanın diğerine üstünlüğünü verili olarak kabul etmeyen, fakat bütünün parçalarının nasıl karşılıklı ilişki içinde olduğunu anlamaya çalışan tamamlayıcı ve bütüncü bakışı savunur. Farklı alanlar arasında çeşitli etkileşimler olacağını ve dikkatli gözlem ve değerlendirmenin, toplumdan topluma farklı sonuçlar doğuracağını kabul eder.

Tamamlayıcı bir yaklaşım kullanmak özgürleştirici toplumsal kuramımızı geliştirmek ve anlamamızda bize yardımcı olacaktır. İnsanların kurumlarıyla nasıl ilişki kurduklarını incelemek ve toplumun ne kadar istikrarlı olduğunu kavramak için - ister insanlar toplumsal rol, davranış ve sonuçlarını benimsedikçe gelişsin, ister insanlar beklenen rollere, davranış ve sonuçlara direnip yeni dönüşmiş kurumlar arayarak bir veya daha fazla alanda isyan etsin, insan merkezi ve dört toplumsal alan kavramlarını kullanıyoruz. Toplum istikrarlıysa, insanların davranışının beklenen rol, ilişki ve toplumu belirleyen kurumların sonuçlarına uyumlu olmalıdır.

İstikrarı değerlendirmenin nasıl olacağını göstermek için kısa bir örmek vermek gerekirse, şöyle bir durum hayal edelim: İşgal altındaki Filistin topraklarındayız ve elimizde sihirli bir değnek var. Değneğimizi sallıyoruz ve ayrımcılık yapan kurumlarda - sözgelimi, denetim noktaları, sömürge yerleşimleri, yalnızca yerleşimcilerin kullabildiği yollar, utanç duvarı, ve işgale resmiyet kazandıran tüm yönetim bürokrasisi - çalışan insanların bilincinden bu ayrımcılığı siliyoruz. Artık oradaki insanlar yaptıklarını niye yaptıklarını anlamak için yeni bir bilinç ve mantık geliştirmek zorundalar. İşte bu bilinç eski düzenin aynı mı kalacağını, yoksa kökünden mi değişeceğini gösterecek. Ve sonucun ne olacağını anlamanın, belli başlı etkenleri bilmeden ve dikkatli bir değerlendirme yapmadan, bir yolu yok. Bu, kendi kurumsal rolleri, davranışları, beklentileri, bilinçleri ve umulan sonuçları içinde hareket eden Amerikan ve İsrail seçkinlerinin jeo-stratejik çıkarlarıyla sarmalanmış, karmaşık bir örnek. Ama kurumsal analizin, insanların toplumlarını tanımlayan kurumlarla nasıl bir etkileşim içinde olduklarını anlamaya çalışmak ve o toplum içindeki insanların bilincinin istikrara veya karışıklığa yol açıp açmayacağını görmek için kullanılabileceğini gösteriyor.

Bu da beni çoktan araya kattığım son iki kavrama getiriyor ve bitişe yakın bunlarla ilgili bir iki şey söylemek istiyorum.

4. Bölüm - 6. Bölüm

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria