Kuram Nasıl Olmalı? - Radikal Kuram (3)

Katılımcı toplum için radikal kuram kullanışlı, erişilebilir ve hatasız olmak durumunda.

Kullanışlı derken anlatmak istediğim, pratik bir amaca hizmet etmesi ve bir hareketin ihtiyacından doğması. Bizim için bu, toplumsal hareketlerin ve dönüşümün nasıl işlediğini anlamak olacak, böylece toplumsal değişimi bilinçli olarak etkileyebileceğiz. Kuram bizi güçlü kılmalı ve yerinde kararlar vermemize, hatalarımızdan ders almamıza ve ileriye gitmemize olanak sağlamalı. Bizim kendisini bilen ve tanıyan bir hareket olmamıza yardım etmeli.

Erişilebilir olmak bence şu demek: Geniş kitlelerce benimsenen bir vizyonla uyumlu bir toplumsal dönüşümü arzulayacak ve yapacaksak, kuramımız da geniş biçimde benimsenmeli, kolayca anlaşılmalı, kolay kavranmalı ve kolaylıkla uygulanabilmeli. Ama bunun toplumsal hareketimizin gidişatıyla ilgili bir amacı daha var. Yalnızca küçük bir grubun anlayabileği bir kuram, ne kadar sınıf, ırk ve cinsiyet bilincine sahip olursa olsun, o küçük grubun hareketimizin yönetiminde orantısız bir güç kazanması, koruması ve kullanması riskini taşıyor. Tek başına bilinç ve iyiniyet, bizi muhtemel bir seçkinler grubunun yükselişine karşı korumaya yeterli değil. Çoğumuzun anlayacağı, kullanıcı dostu bir kurama ihtiyaç var, böylece hepimiz bilinçli karar verme sürecine katılabilir ve toplumsal hareketlerimizin yönünü etkileyebiliriz.

Hatasız olmasıyla kastettiğim, katılımcı bir toplum için bir kuramın, toplumsal değişimin etkenlerinin ne olduğunu anlaması, onlara neyin yol gösterdiğini, neyin biçimlendirdiğini bilmesi ve bizi yüzyıl sonra çıkmaz sokaklara göndermemesi gerekiyor. Geçmişe baktığımızda, 20. yüzyılın baskın görüşünün, tarihi, toplumu ve insanları biçimlendiren gücün sınıf mücadelesi olduğunu söyleyen tarihsel maddecilik olduğunu görürüz. Sınıf analizinin öngörülerini korurken sınıf mücadelesine modern bir anlayış getirecek bir kuram istiyoruz, ama kuramımız insanları ve toplumu biçimlendiren başka şeyleri de hesaba katmalı. Uygarlık tarihi boyunca insanlar, ihtiyaçlarının, isteklerinin ve arzularının karşılanması için belli bazı toplumsal işlevleri yerine getirerek birbirleriyle ilişki kurdu. Bu süreci kolaylaştırmak için kurumlar yarattılar. Bu kurumlar da, onların dinsel, manevi ve kültürel ihtiyaçlarının sağlanmasını, çoğalmalarını, çocukların yetiştirilmesi ve gelecek kuşakların toplumsallaştırılmasını, siyasi ve hukuki sistemi, yasamayı ve yargıyı olduğu gibi, üretim, tüketim ve yaşamla ilgili maddi kaynakların dağıtımını üstlendiler.

Toplumu tanımlayan kilit kurumlar, kültür ve topluluk (cemaat), akrabalık, siyasi idare, ve ekonomi alanlarını sarıyor ve bilinen davranış şekilleri ve beklenen sonuçlar elde etmelerine yarayan birbiriyle ilişkili roller ve ilişkiler sağlıyor. Zaman içinde, bu şekiller insanları biçimlendiriyor ve dizi dizi toplumsal gruplanmalar yaratıyor, ırk, kültür, cinsiyet ve cinselliği üretip, yeniden üretiyor. Sonuçlarsa daha fazla veya az cinsiyetçi, daha fazla veya az ırkçı, daha fazla veya az eşitlikçi, vb olabiliyor.

O zaman, radikal kuramımızın ilk bir iki kavramını tanıtmaya başlayabiliriz.

2. Bölüm - 4. Bölüm

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria