Toplumsal Değişim - Radikal Kuram (2)
Günümüzdeki değişimin ikinci bir göstergesiyse toplumsal hareketlerin, geçmişle karşılaştırıldığında birbirleriyle yakınlık ve ilişki kurmada daha başarılı olması, ve çoğu durumda yalnızca çıkar çatışmalarını önleyerek değil, diğerlerinin ihtiyaç, çıkar ve arzularını zedelemeden, onun yerine farklı kaygı ve stratejileri bilmesi ve kabul etmesi, ve bazı durumlarda da yalnızca dayanışma adına davranması. Gerçi bunun nedeni, hareketler arasında geniş kabul gören ve yaygın bir anlayıştan çok, sezgi ve Yeni Sol'un henüz açığa çıkmamış katkıları; ve toplumsal hareketlerin karşılıklı ilişkisini açıklamak ve dinamik bir vizyon ve strateji geliştirmek için bilinçli olarak geniş kavramsal çerçeve kullananlar içinse bu daha az belirgin.
Bugün herkesçe kabul edilebilecek bir toplumsal değişim kuramını gerekli kılan bir başka farklılık daha var. Toplumsal hareketlerimizdeki günlük etkinliklerde yeni bir dünya tutkusu ve isteği yok. İnsanın özgürleşme ve dönüşüm olanakları, toplumu tanımlayan kurumları kökten değiştirmek bizi heyecanlandırmıyor. Ticari küreselleşme karşıtı hareketimizde tutku nerede? Ticari hiyerarşileri, piyasaları, sınıfsal yapıları ve mülkiyet ilişkilerini değiştirip, yerine sınıfsız ve katılımcı bir ekonomik sistemi koymaya yönelik, geniş kesimlerce paylaşılan bir istek var mı? Savaş karşıtı ve diğer toplumsal hareketlerimizin o odağı nerede? Herkes, inanmasi gerektiği gibi, savaşı besleyip şiddetlendiren politika ve kurumları etkileyebileceğimize, hareketlerimiz daha fazla güç ve denetim kazandıkça seçkinlerin gücünü yitireceğine inanıyor mu?
Bu noktayı anlamak için şöyle güneyimize, Venezuela'ya bakın. Işte karşımızda, devinen, enerji dolu, yaşamlarını etkileyen kurumlar ve politikalar üzerinde onlara daha fazla denetim sağlayacak yapısal reformlar için heyecanlanan bir nüfus. Nereye gideceğini bilmiyoruz. Onümüzdeki ay dağılıp paramparça olabilir. Ama şu anda, yeni, potansiyel olarak özgürleştirici bir toplum olabilme umuduyla tutku dolu.
Peki bu tutku, Sol’umuzda, burada ABD'de, Kuzey Amerika'da nerede? Evet, kısıtlı sayıda bir kaç kişi ve Sol'un bazı kısımlarında mevcut. Ama çoğunluk için ortada yok. Bunun nedeni, Venezuelalıların aksine biz kazanabileceğimize inanmıyoruz. Uzücü bir durum, çünkü bu aşılması gereken bir engel daha demek. Bu engeli aşabilmek için zorunlu bir vizyon ve stratejiye ve buradan oraya nasıl gideceğimize dair büyük bir çoğunluğumuzca benimsenecek bir kavramsal anlayışa ihtiyacımız var.
1. Bölüm - 3. Bölüm
Bugün herkesçe kabul edilebilecek bir toplumsal değişim kuramını gerekli kılan bir başka farklılık daha var. Toplumsal hareketlerimizdeki günlük etkinliklerde yeni bir dünya tutkusu ve isteği yok. İnsanın özgürleşme ve dönüşüm olanakları, toplumu tanımlayan kurumları kökten değiştirmek bizi heyecanlandırmıyor. Ticari küreselleşme karşıtı hareketimizde tutku nerede? Ticari hiyerarşileri, piyasaları, sınıfsal yapıları ve mülkiyet ilişkilerini değiştirip, yerine sınıfsız ve katılımcı bir ekonomik sistemi koymaya yönelik, geniş kesimlerce paylaşılan bir istek var mı? Savaş karşıtı ve diğer toplumsal hareketlerimizin o odağı nerede? Herkes, inanmasi gerektiği gibi, savaşı besleyip şiddetlendiren politika ve kurumları etkileyebileceğimize, hareketlerimiz daha fazla güç ve denetim kazandıkça seçkinlerin gücünü yitireceğine inanıyor mu?
Bu noktayı anlamak için şöyle güneyimize, Venezuela'ya bakın. Işte karşımızda, devinen, enerji dolu, yaşamlarını etkileyen kurumlar ve politikalar üzerinde onlara daha fazla denetim sağlayacak yapısal reformlar için heyecanlanan bir nüfus. Nereye gideceğini bilmiyoruz. Onümüzdeki ay dağılıp paramparça olabilir. Ama şu anda, yeni, potansiyel olarak özgürleştirici bir toplum olabilme umuduyla tutku dolu.
Peki bu tutku, Sol’umuzda, burada ABD'de, Kuzey Amerika'da nerede? Evet, kısıtlı sayıda bir kaç kişi ve Sol'un bazı kısımlarında mevcut. Ama çoğunluk için ortada yok. Bunun nedeni, Venezuelalıların aksine biz kazanabileceğimize inanmıyoruz. Uzücü bir durum, çünkü bu aşılması gereken bir engel daha demek. Bu engeli aşabilmek için zorunlu bir vizyon ve stratejiye ve buradan oraya nasıl gideceğimize dair büyük bir çoğunluğumuzca benimsenecek bir kavramsal anlayışa ihtiyacımız var.
1. Bölüm - 3. Bölüm
Yorumlar
Yorum Gönder