Katılımcı Toplum İçin Radikal Bir Kuram (1)

(9-11 Mart 2007'de, New York'ta "The Left Forum" için yapılmış bir panel konuşması. "21. yy. için radikal vizyonlar" paneli International Project for a Participatory Society tarafından düzenlenmişti.)


Kökeni klasik ve yeni sol toplumsal hareketlerde olan bazı fikirler sunacağım ve bugünün hareketlerinin neden toplumsal değişim için yeni ve daha genişçe paylaşılan bir kurama ihtiyacı olduğunu açıklamaya çalışacağım. Sunacağım bazı kavramlar ve düşünce biçimim çok farklı olacak. Hatta, bazılarınız deli bile olduğumu düşünebilir. Ama işimi iyi yapar, fikirlerimi açık seçik sunarsam, hem size ışık tutmayı, hem de makul ve mantıklı bulunmayı umuyorum.

Eğer arzumuz, ırk, cinsiyet, sınıf ayrımı yapmayan veya diktatörce olmayan bir yarının toplumu ise, insanların, bu yarının iyi toplumunun özgürleştiren kurumlarını yaratmakta kullanacağı kavram, fikir, yöneliş ve davranış türlerine bakmaya başlayabiliriz. Fakat bunu yaparken, toplumsal hareketlerin nasıl içiçe geçtiği ve birbirini etkilediğini irdelemek zorunda kalacağız - toplumsal hareketler nasıl ileri gider, ve onları neler durdurur, hatta geri döndürür?

En azından geçen yüzyıla dek geçmişe baktığımızda, dünyayı değiştirmek isteyen hareketler ağırlıklı olarak sınıf mücadelesi ve ekonomik sistemin dönüştürülmesiyle ilgilenmişti. Sınıf, çoğunluk için, ilerici toplumsal değişimi sağlamanın odağındaydı. Bu tarz bir toplumsal değişim fikri, Sol’daki çoğu insan tarafından benimsenmiş ve öncelikle ortodoks Marksist kuram tarafından yayılmıştı.

20. yüzyılın ikinci yarısının ortalarından itibaren asıl ilgisi toplumsal yaşamın farklı alanları olan bir çok hareket doğdu - kadın ve eşcinsel özgürlük hareketleri, birey hakları ve Uçüncü Dünya ulusal özgürlük mücadeleleri gibi. Bu hareketlerin çoğu, en azından hatırı sayılır bir çarpıtma olmadan, var olan kavramsal Marksist çerçeveye uymuyordu ve yarattıkları sonuçlar itibariyle Marksizmi pek az andırıyordu. Toplumsal dönüşüm ve serbestleşmeyle ilgilenen bizim gibiler için, bu Yeni Sol'un çabalarının en iyileri, bir kısmımızın bilinçli olarak kuram, vizyon ve stratejilerini yeniden tasarlamakta kullanacakları yeni toplumsal oluşumlar, görüşler, deneyimler ve uygulamalarla sonuçlandı. Bu dönemin en kötü yanı, toplumsal değişime yönelik determinist ve mekanik yaklaşımlardan haklı olarak hayal kırıklığına uğramış olanlarca, bizi daha iyi bir geleceğe götürecek olan kuramsal anlayışları aramak adına, haksızca serbestleşme özlem ve çabalarının bir kenara atılmasıydı; hatta bazı durumlarda, gerçek, akıl ve akılcılığın, bu kavramların aslında sorunun bir parçası olduğu iddia edilerek reddedilmesiydi.

Bu dönemin iyileriyle aynı çizgide kalarak, bence bugünün toplumsal hareketlerinin değerini fazlasıyla koruyan, ve aynı zamanda iyi toplumun insanlarının oraya erişmek için nasıl bir düşünce sistematiği içinde bulunmaları gerektiğini gösteren bir yaklaşım, Noam Chomsky, Michael Albert, Leslie Cagan, Robin Hahnel, Mel King, Lydia Sargent ve Holly Sklar tarafından beraberce yazılmış "Özgürleştiren Kuram" (Liberating Theory) adlı kitapta dile getirildi.

Bu alışılmamış çaba, toplum, tarih, vizyon ve stratejiyi anlamaya çalışıyordu. Kitabın kendi tanımında da dendiği gibi, bu:

"…çeşitli tarih kuramlarını (Marksizm, anarşizm, feminizm ve milliyetçilik) birleştirmek ve aşmak…" ve "toplumu anlamak ve değişimine yönelik bir strateji oluşturabilmek için bu çerçeveyi ekonomi, siyaset, cinsiyet, ırk ve kültür sorularına uygulamaya çalışmak" çabasıydı.

Bu kavramsal yeniden çalışma, geçmişin aşırı mekanik ve ekonomik yaklaşımlarına bir tepkiydi. Ama bugün herşey daha farklı. Yeni toplumsal hareketler kuramı bugünün koşullarına uyarlanmak durumunda. Görülen şu ki, vizyon ve stratejimizi belirlemek bağlamında sınıf analizi, bugünün toplumsal hareketlerinde çoğunlukla yok ve olduğu durumlarda da, klasik şeklinden pek sapmayan bir çeşitleme. Bugün, [toplumsal] hareketlerimizin hem sınıf analizini içermesi gerektiğini savunup, hem de ham, iki sınıflı ekonomik determinizmin tuzaklarından kaçınmaya çalışmak biraz ironik. Kendi başına başka bir panelin konusu olması gereken bu durum yine de toplumsal değişimi anlamamız için gereken, yaygın kabul görecek tutum, yönelim, kuram ve kavramsal çerçeveleri geliştirme yolunda önümüze çıkacak engelleri gösteren sade bir örnek.

2. Bölüm

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria