Ürkenler İçin

Küresel Üstünlük Grubu (3) ve ardından 4. bölümü okuyanlardan bazıları korkmuş veya dehşete düşmüş olabilir. Gerçekten de dünyanın geleceği bu kadar fütursuz olabilen bir zihniyet iktidardayken pek de parlak gözükmüyor. Onun için bu açıklamayı yapmakta ve kısa bir anımı aktarmakta fayda var.Universitede Sovyet siyaseti dersini veren hocamız Amerika’lıydı (Henüz Sovyetler Birliği yıkılmamıştı.). Kılı kırk yararcasına bütün Komünist Parti yönetimini incelemişti ve bunu herhangi bir nefret veya korku olmaksızın derste anlatırdı. Ortalama bir Amerikan vatandaşının -üniversite hocası olsa bile -, doğru veya yanlış, Sovyetler Birliği’ni “şeytani imparatorluk” olarak gördüğünü düşünürsek bu hayli ilginçti. İlginçti çünkü, bazı Sovyet siyasetçilerden bahsederken bazen onlara sevgi duyduğunu göstermekten de çekinmezdi. Yine ilginçti çünkü kendisi de Sovyetler’i şeytan imparatorluğu olarak görürdü.

Bunu bir gün kendisine sordum: nasıl yapıyordu, düşman hatta şeytan olarak gördüğü bir siyasi düzeni nasıl bu kadar serinkanlıca inceleyebiliyor ve bunu aktarabiliyordu? Yanıtını sizlerle paylaşıyorum:

Beğenmediğin bir düzeni değiştirmek istiyorsan ve bunu cepheden yüzleşmeden (savaşmadan) yapmak tercihinse veya başka türlü yapamıyorsan, o düzeni tanımak zorundasın. Tanımaya çalışınca garip bir şey oluyor: o düzende de insanlar olduğunu farkediyorsun. Senin gibi gülebiliyor, yemek yiyor, sevişiyor, hatta komik bile (Sovyet Polit Büro yetkililerinin güldüğünü hatırlayanınız var mi?) olabiliyorlar. O düzenin içine sıkışmış çok iyi insanlar olduğunu farkediyorsun. Bu tıpkı teleskopla bir galaksiyi gözlemlemek gibi. Daha yakından baktıkça, daha çok şey görüyorsun, daha ayrıntılı görüyorsun. Bu, ne kadar tehlikeli veya korkutucu olursan olsun, incelediğinin insani bir şey olduğunu asla unutmamanı sağlıyor. Şeytan, cehennem, vampirler… Bunlar yok, yalnızca insanlar ve onların düzenleri var.