Tefsir ve Tartışma
Gerek tefsir (exegesis) gerekse Schopenhauer’in 38 yol makaleleri ister istemez bu teknikleri neden kullanmıyoruz sorusunu aklıma getiriyor. Söyle düşünelim: her gün yüzlerce demeç, bilgi ve belge bombardımani altında yaşıyoruz ve çoğunlukla bunları üstünkörü okuyor ve daha da önemlisi öylesine algılıyoruz.
Bu algılar, çocukluktan başlayarak, yaşamımızı, düşünce biçimimizi, seçimlerimizi (perdelik kumaştan eş seçimine dek), nasıl ve kime oy verdiğimizi, neye veya kime inandığımızı etkiliyor ve belirleyici bir rol oynuyor. Acaba, biz gerçekten biz miyiz? Ne kadar biziz? Ne kadarımız kendi seçimlerimizi özgürce yaptık? Ya da neleri özgürce seçtiğimizi sanıyoruz? Ozgür seçim, gerçekten mümkün mü? Ozgür olabilir miyiz? Bence bu soruların yanıtını, biraz çizgi dışına çıkıp, bize öğretilenleri yeni baştan tefsir ederek, sorgulayarak, kısmen de olsa bulmak olası.
Gerci exegesiste bir ev ödevi verilmişti ama ülkemizdeki eğitim sisteminin bir koşullandırmasi olsa gerek, kimsenin bunu yaptığını sanmıyorum (kimse not vermeyecekse, hoca da kontrol etmeyecekse, ne önemi var, değil mi?). Bu otoriter eğitim sistemine uygun olarak belki şöyle bir yöntem denenebilir. Isteyen, öncelikle 4.göz yazarlarının tefsir etmesi için bir metin gönderir ve biz de bunu yapıp yayınlarız ve sonra da üstünde tartışırız.
Tabii, burada bazı kıstaslar da koymamız gerekecek. Ilk aklıma gelen metnin belirli bir uzunluğu aşmaması. Bu, hem işimizi kolaylaştırır (kitap tefsir edecek değiliz), hem de dikkatimizi bir noktaya toplayıp, söz konusu metni ayrıntılı bir şekilde incelememizi sağlar.
Ikincisi, konu kısıtlaması olabilir (gerçi bu kişisel tercihim olmaz). Her konu tartışılabilir ve incelenebilir. Belki aşırı teknik metinleri, bilgi yetersizliğimiz dolayısıyla bunun dışında bırakabiliriz.
Ayrıca, bir seçim döneminde olduğumuz da düşünülürse, elimize incelenecek bol bol malzeme geçeceğinden kuşkum yok. Seçim yasakları öncesi ve sonrasında (bu yasakları internette nasıl uygulayabilecekler, doğrusu çok merak ediyorum) burada inceleyebiliriz.
Eğer bulabilirsem, tefsir teknikleriyle ilgili bir kaç yardımcı makaleyi de 4. Göz’de yayınlayacağım.
Bu algılar, çocukluktan başlayarak, yaşamımızı, düşünce biçimimizi, seçimlerimizi (perdelik kumaştan eş seçimine dek), nasıl ve kime oy verdiğimizi, neye veya kime inandığımızı etkiliyor ve belirleyici bir rol oynuyor. Acaba, biz gerçekten biz miyiz? Ne kadar biziz? Ne kadarımız kendi seçimlerimizi özgürce yaptık? Ya da neleri özgürce seçtiğimizi sanıyoruz? Ozgür seçim, gerçekten mümkün mü? Ozgür olabilir miyiz? Bence bu soruların yanıtını, biraz çizgi dışına çıkıp, bize öğretilenleri yeni baştan tefsir ederek, sorgulayarak, kısmen de olsa bulmak olası.
Gerci exegesiste bir ev ödevi verilmişti ama ülkemizdeki eğitim sisteminin bir koşullandırmasi olsa gerek, kimsenin bunu yaptığını sanmıyorum (kimse not vermeyecekse, hoca da kontrol etmeyecekse, ne önemi var, değil mi?). Bu otoriter eğitim sistemine uygun olarak belki şöyle bir yöntem denenebilir. Isteyen, öncelikle 4.göz yazarlarının tefsir etmesi için bir metin gönderir ve biz de bunu yapıp yayınlarız ve sonra da üstünde tartışırız.
Tabii, burada bazı kıstaslar da koymamız gerekecek. Ilk aklıma gelen metnin belirli bir uzunluğu aşmaması. Bu, hem işimizi kolaylaştırır (kitap tefsir edecek değiliz), hem de dikkatimizi bir noktaya toplayıp, söz konusu metni ayrıntılı bir şekilde incelememizi sağlar.
Ikincisi, konu kısıtlaması olabilir (gerçi bu kişisel tercihim olmaz). Her konu tartışılabilir ve incelenebilir. Belki aşırı teknik metinleri, bilgi yetersizliğimiz dolayısıyla bunun dışında bırakabiliriz.
Ayrıca, bir seçim döneminde olduğumuz da düşünülürse, elimize incelenecek bol bol malzeme geçeceğinden kuşkum yok. Seçim yasakları öncesi ve sonrasında (bu yasakları internette nasıl uygulayabilecekler, doğrusu çok merak ediyorum) burada inceleyebiliriz.
Eğer bulabilirsem, tefsir teknikleriyle ilgili bir kaç yardımcı makaleyi de 4. Göz’de yayınlayacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder