Kayıtlar

Mart, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yerel Seçimin 3 Güzide İli

Resim
Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından seçime halkımızın gösterdiği rağbet yüksek katılım oranlarıyla kendisini belli ediyor. Ama Hürriyet'ten Yalçın Doğan'ın yazısında belirttiği gibi üç ilimiz var ki her türlü övgüyü hakediyor: Hakkari, Kütahya ve Yozgat. Anılan üç adet güzide ilimizde yurttaşların demokrasi heyecanı ve halkın iradesini sandığa yansıtma arzuları müthiş, hatta göz yaşartıcı: Hakkari Toplam Kayıtlı seçmen: 30.916 Kullanılan oy sayısı: 30.916 Seçime katılım oranı: %100 Kütahya Toplam Kayıtlı seçmen: 144.954 Kullanılan oy sayısı: 144.954 Seçime katılım oranı: %100 Yozgat Toplam Kayıtlı seçmen: 48.268 Kullanılan oy sayısı: 48.313 Seçime katılım oranı: % 100.09 İçlerinde Yozgat'ın performansı tam anlamıyla göz kamaştırıcı, adeta seçmen listelerinin yanlış olduğunu iddia eden utanmazlara bir tokat niteliğinde. Çok mutluyum.

Beethoven, Ayışığı Sonatı; Benim İçin

Siteyi Blogger'a aktarırken yitirdiğim videolardan biri Ayışığı Sonatı. Hem nefret edip hem sevdiğim bestecilerden olan Beethoven'ın başından sonuna dek beğendiğim piyano sonatlarından biri. Sade fakat dinledikçe sizi daha derine, dibe çeken, sonra, sanki dalmış olduğunuz sulardan dibe süzülen ışığıyla, gizemli şekilde su yüzüne çıkaran bir melodi. Burada, çünkü ne zaman onu dinlemek istersem, dünyanın neresinde olursam olayım, gönlümce dinleyebileyim diye. Piyanoda Horowitz var. Horowitz plays Beethoven, Moonlight Sonata from YM.Psy.D on Vimeo .

Seçmen Mesaj mı Verdi

29 Mart 2009 seçimleri bir iki ufak istisna dışında kazasız belasız sona erdi. Şimdi bütün gazeteler, basın organları, dergiler, TV'ler, yazarlar, köşegenler için yorum zamanı. Kişisel olarak beni en çok hafifçe bıyık altından da olsa bile gülümseten şu imkansız soruya yanıt aranacak: Seçmen ne mesaj verdi? Bu, tıpkı kerameti kendinden menkul bazı borsa analistlerinin eğrilere can, ya da post modern bir anlam verip, işte şu destek noktası kırılır veya "d" direncinde tutunamazsa dolar yukarı, borsa aşağı, altın sağa, gümüş sola gider demeleri gibi bir şey. Seçmen mesaj falan vermedi, oy verdi. Doğru yanlış, alçak yüksek, dar geniş, nasıl anlarsanız öyle, pusulalardaki yuvarlakların bir tanesinin içine mührünü bastı. Bu kadar basit. Bu göreli olarak sıradan, her kısmen de olsa demokratik ülkede genellikle 4-5 yılda bir gerçekleşen eyleme mistik unsurlar yüklemek absürd bir şey. Şimdi, seçmenin mesajını boşverip, seçim sonuçlarına göz atarsak satırbaşlarıyla gözlemledi

Yazıcıoğlu Ergenekon Üyesi Olsaydı...

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun siyasi görüşlerinden hazzettiğim pek söylenemez, ama uzaktan tanıdığım kadarıyla dürüst ve doğru insandı. Tek hatası vardı: mistik Ergenekon örgütüne üye olmamak. Eğer olsaydı, telefonları dinlenecek, yatak sohbetleri kaydedilecek, yazdığı peçeteler saklanacak, dışkısı birilerince koklanacak, aslında ateist olduğu gördüğü rüyalar yüzünden iddianamelere girecek, kardan korktuğu, delta kanatla uçmaktan hoşlandığı, pekmeze bayıldığı, hoşaftan nefret ettiği, renklerden kırmızıyı, hayvanlardan kekliği sevdiği, sol ayağının sağına göre 1.5 cm kısa olduğu, geniş bir pul koleksiyonuna ev sahipliği ettiği ve gizli bir Shostakovich hayranı olduğu bilinecekti. Fakat herşeyden önce helikopterinin enkazı 14.5 saniyede tesbit edilecek, belki de o ve yol arkadaşları yaşayacaktı. Olmadı işte! Tuttu o malum sürreel örgüte girmedi. Memleketin bütün teknik elemanları röntgene yattığı için o ve arkadaşlarını aramak sevimli iktidar bozuntularının atadığı yeğ

2009 Yerel Seçim Anketleri

Malumunuz, 29 Mart 2009 yerel seçiminin gerçekleşmesine az bir zaman kaldı. Eminim YSK'nin seçime 48 saatten az kala anket sonuçlarının yayınlanmasına dair bir takım yasak ve kuralları vardır. Aslında niyetim ilk başta yasalara uymak olmasına rağmen, son Tunceli vakasında olduğu gibi Başbakan bile YSK'yı iplemezken, ben niye dert edeyim dedim ve özel bir şirkete yaptırmış olduğum anket sonuçlarını yayınlamak istedim. Sonuçlar ilginç ve bir çok bağımlı ya da bağımsız araştırma kuruluşunun bulgularının aksine bambaşka adayların seçimi kazanacağını gösteriyor. İşte ipi birinci göğüsleyecek belediye başkanı adayları: Ankara - Kömür Karaoğlu Antalya - Anasız çiftçi Adana - Mercimek Kırmızı Bursa - Sübyancı Tahsin Eskişehir - Darwin'ci bir maymun Gaziantep - Feto'nun kıçı İstanbul - Asfalt İsfalt İzmir - Gavurun biri Kayseri - Gençkız, 14 yaşında ve ağzınıza layık; taş gibi Kocaeli - Nohut kaynaklı osuruk Tunceli - Tam otomatik bulaşık makinesi Urfa - bir adet

İlahi Şakalara Karşı Sigortalı mısınız?

Yukarıdakinin şakaları bazen ummadığınız kadar tatsız olabilir; tıpkı izleyeceğiniz sigorta şirketinin reklamında olduğu gibi. Şirket bu riske karşı bile sizi sigortalıyor. Kendilerine sordum, 'Benim memurum işini bilir'den 'Ananı da al git'e yaşadığımız demokratik sürece uygun bir sigortaları var mı diye, yokmuş. Maalesef! Akıl sağlığı yerinde olmayan toplumlara güvence sunamıyorlar...

Bilim ve Teknik'ten Talebelere Risale

Resim
O neylerse güzel eyler, Gerisi yalan eyler. -- Kotakinabalu atasözü İç bade, sev güzel. -- Anonim Mübarek gün Cuma'nın ertesi günü idi. Yani, yarı kutsal sayılır, idi. Pirim Hacı Ehhmedd Sallalallah (QXW) ile çarşıya doğru aheste yürümekte idik. Dolmalık biber alacak, idik. Zira, pirim zevcesi, ayaklarına gül dökülecek, kiraz dudaklı, elma yanaklı, kalem kaşlı, hoppa, oynak, şehvetli ve terbiyeli, ideal kadın Cihanyandı Hanımefendi zeytinyağlısını pek güzel yapar idi. Parmaklarınızı yalar, o da yetmez ise zevk ve huşu ile emer idiniz, iştahınız açılır, aşka gelir, onu bir sarsam diye hayal eder, idiniz. Pazar yerindeki tezgahlarda, ince siyah örtünün altındaki o kımıl kımıl armutlar gözünüzün önünden gitmez, o bıngıl bıngıl karpuzlar rüyalarınıza ak sakallı dedelerden daha fazla girer çıkar idi. Girer çıkar, girer çıkar, idi. O denli leziz yapar idi zeytinyağlı dolmayı Cihanyandı Hatun Hanımefendi. Sebzeci sonda olduğundan gayrı, önce pirinç almamız lazım geldiğini düşündü

Bilim ve Teknik Nisan Sayısından Seçmeler

Resim
Yeni Evrim Kuramı Nakleden: Şeyh Cenabettin Muku-Muku'nun canı sıkılıyordu. Karanlıkta, bir başına göbeğini kaşımaktaydı. Bir şeyler yapmalıydı. Düşündü, taşındı, ıkındı, sıkındı. Birden, ansızın kafasında bir şimşek çaktı. Bir evren yaratacaktı. Gezegenler, güneşler, yıldızlar, beyaz cüceler, kırmızı cüceler, kara delikler ve daha neler neler. Hemen işe koyuldu. Yarattıkça yarattı; galaksiler birbirini izliyordu. Sarmal galaksiler, ince uzunlar, şişmanlar, zayıflar, karanlık madde. Bu onu bir süre oyaladı. Muku-Muku evren yaratma işini bizim zamanımızla, aşağı yukarı 3 ay, 1 hafta, 2 gün, 5 saat, 9 dakika, 7 saniye kadar sürdürdü. Sonra yine canı sıkıldı. Hiç heyecan yoktu ki! Yuvarlak cisimler birbirinin çevresinde dönüp duruyor, o da öküz trene bakar gibi bakıyordu. İçi daralmıştı. Ne yapsaydı acaba? Günlerden bir gün, gezegenlerin birinde çamur denilen maddeyle oynuyordu. Cıvık şey onu neşelendirmişti. Evirdi, çevirdi, biraz sıkıştırdı ve uzatıp şekil vermeye çalıştı.

Cehennem Olsaydı Cayır Cayır Yanacaktınız

Neyse ki yok! Yine yırttınız. Bunu siz bilmesine biliyorsunuz ama bilmeyenleri de pek güzel kekliyorsunuz (aile geleneği olsa gerek). Necati Doğru köşesinde, bir türlü ölemeyen Maliye Bakanı Naylon Kemal'e bağlı Tekel'in nasıl hidayete erdiğini , pardon dolandırıldığını yazmış. Olay kısaca şu: Tekel 8 adet karton kutu makinesi ihalesi açar. Girişimci vatandaş Şenol Çelik (muhtemelen tarikattan, hatta 21 kez hacca bile gitmiş olabilir) ihaleyi kazanır. İspanya'dan kullanılmış makineleri 3 milyon avroya (euro) Dubai'deki "MTZ Fzco" adlı kendi şirketi adına satın alır. Makineleri Tekel'e 14 milyon avroya yeni olduklarını iddia ederek kiralar (kiranın bitmesinden sonra yine satmayı ummaktadır, herhalde). Naylon Kemal'in başında olduğu Malı Ye Bakanlığı işlemleri jet hızıyla onaylar. İhalenin "usulüne uygun" olduğunun tesbitinin ardından, Dubai'den gariban vatandaşımız Üsküdarlı Sedat Güngörmüş'e 30.000 dolar havale edilir.

Dünya Kadınlar Günü

Resim
  Kutlu olsun. Amin!

Memleketimden Fıkralar

Elektronik postalarda bugünlerde virüs gibi yayılan bir fıkra var. Fıkra komik olmasının (sapkınca olsa bile) yanısıra, bize badem bıyıklılar toplumu hakkında önemli ipuçları veriyor. BÂKİRE Adamın biri evlenmek için bir kadına talip olmuş. Kadın daha önceden altı evlilik geçirmiş birisiymiş.Neyse anlaşmış ve evlenmişler. Gerdek gecesi adam bir bakmışki kadın bâkire. Büyük bir şaşkınlıkla kadına sormuş; - Hani sen benden önce altı evlilik yapmıştın nasıl böyle bâkire kaldın ? Kadın cevap vermiş; - Benim birinci kocam doktordu, akşam yapar sabah dikerdi, - İkinci kocam mühendisti, ölçer biçer bozmadan yapardı, - Üçüncü kocam avukattı, mesleği gereği sadece dilini kullanırdı, - Dördüncü kocam imamdı, gericiydi, - Beşinci kocam CHP'liydi, iktidarsızdı, - Altıncı kocam AK partiliydi, milletin anasını s....mekten bana sıra gelmedi!! Seks erkeğin kadına yaptığı bir şey, beraber yapılmıyor. Bu toplumda kadın pekala iktidarsız bir erkekle evlenebiliyor, çünkü deneme fırsatı

Bekaret En Kötü Orospuluktur

Resim
"Kendimi seveceğim erkeğe saklıyorum," demiş kızımız, doğrudur. Malın sıfır kilometresi daha çok para eder; üstelik ikinci el piyasalar nankördür, neyin kaça satılacağı belli olmaz. "Aferin," demiş Çorum'da 12 yaşındaki kızla para karşılığı beraber olmak için kuyrukta bekleyen ve yaşları 15'le 64 arasında değişen onlarca erkek; "İşte kadın dediğin böyle olur, örnek bayan!" "Tabii," demiş büyüklerimiz. "Ayakkabı alacaksan dene bir, sonra sıkar; etek alacaksan önce tecrübe et, oturdu mu diye. Ama söz konusu erkekse, gözün kapalı kaderine razı ol." "Kader," demiş imam. "Alınyazına inanacaksın. Erkek olsun, çamurdan olsun. İşte cennet, işte anahtar. Yazılmış olan silinir mi hiç?" Bu olağanüstü mantık, bir gün filozofun aklına takılmış. Şöyle düşünmüş: Diyelim bir erkeği sevdiniz, ve bekaretinizi verdiniz gitti. Üç zaman sonra adam öldü. Artık kadın olarak başka birisini sevemezsiniz. Yenisine verecek,