Haysiyet Gurur Gibi Modası Geçmiş Kavramlar

Sevdiğim bir arkadaşım var. Ne zaman ters bir şey görse, yamuk bir masa, oynayan iskemle, soğuk gelen bir çay, "Bu rezillik Tanzanya'da bile olmaz!" der. Neden Tanzanya'yı kafasına takmış bilmiyorum çünkü tanıdığım, bildiğim Tanzanyalıların hepsi de haysiyetli, gururlu insanlardı.

Tanzanyalı arkadaşım anlatmıştı. Beş yıl kadar önce hükümetleri HBE'ye (bizdeki YÖK'ün eşdeğeri olan kurum) bir başkan atamış. Başkanın adını söylemişti fakat unuttum. Zaten çok da önemli değil. Adam görevinin başına geçmiş, makam arabası, şoför, cep telefonu, maaşa zam, vb. Tanzanya için harika olanaklar. Karısı mutlu, çocuklar mutlu. İlk defa hayatlarında günde üç öğün yemeği layıkıyla yemeye başlamışlar. Artık hafta sonları ava çıkmasına da gerek kalmamış.

Gel zaman, git zaman, Tanzanya Maliye Bakanı bir basın konferansı yapacak. Masalar kuruluyor, mikrofonlar ayarlanıyor, gazeteciler içeri alınıyor, falan.

Konferans daha başlamamış ya, bakanla müsteşarı bu arada sohbete başlamışlar ve maalesef mikrofonun açık olduğunu farketmeden. Aralarında gazetecilerin de duyduğu şu konuşmalar geçmiş:

Bakan: O şeyi beşe indiriyoruz değil mi?

Müsteşar: Beş düşünüyoruz. Beşe inse bile 300 milyona yakın üniversitelere iyileşme yapıyoruz, gülüp oynasınlar. Daha sesleri çıkmasın.

[...]
Müsteşar: Havası değişmiş. Yeni HBE başkanı güzel sözler söylüyor.
Bakan: İsterse söylemesin. (Gülüşmeler)
---

Bir saat içinde olay televizyon ve radyolarda. Fakat bizim Başkanın tabii olaydan haberi yok. O, Tanzanya üniversitelerini düşünmekte. Telefonu çalmış, arayan karısı.

Başkan: Hayrola? Bir şey mi oldu? Sen bu saatte aramazdın. Çocuklar mı? Yine mi ormana kaçıp aslan kovalamaya gittiler?

Karısı: Çocukların bir şeyi yok. Yanımdalar. Okuldan biraz erken çıkmışlar.

Başkan: Yine ceza aldılar, değil mi? Ben onlara akşam bunun hesabını sorarım.

Karısı: Hayır, ceza almamışlar. Arkadaşları alay ettiği için eve gelmişler.

Başkan: Niye alay ediyorlarmış? Öğretmenleri bir şey yapmamış mı? Ben şimdi Eğitim Müsteşarını arıyorum. Görürler şimdi HBE Başkanının çocuklarıyla uğraşmak ne demekmiş. O müdürü Kilimanjaro'nun tepesine sürdüreceğim.

Karısı: Seninle alay etmişler, çocuklarla değil.

Başkan: ???

Karısı: Televizyonu aç ve haberleri seyret.

Başkan: Ne oluyor?

Karısı: Seyret. Benim sana "koca", çocukların da "baba" demesini istiyorsan gerekeni yapmadan eve dönme.

Başkan: Kadın, ne oluyor?

Ama karısı çoktan telefonu kapatmış. HBE (Bizdeki YÖK, yani Yüksek Öğretim Kurumu'nu eşdeğeri) Başkanı televizyonu açmış ve malum haberi dinlemiş. Leopar derisi koltuğuna yaslanmış. Önündeki güzel ceviz masaya, Tanzanya'nın üç büyük kabilesinin hediye ettiği, karşısındaki duvara asılı, paha biçilmez Afrika tören maskelerine bakmış. Nemli Tanzanya havasını içeriye geçirmeyen camlardan uzaktaki ormanı seyrederken, odasını hep 24 derecede tutan klimanın sesini dinlemiş. Sonra gözü büyücü dedesinden kalan ve babasının ona hediye ettiği, yetişkinliğinden beri hep yanında taşıdığı asaya takılmış. Sekreterini aramış ve şoförün hazırlanmasını, birazdan çıkacağını söylemiş. Asası yanında arabaya binmiş ve şoföre "Bakanlığa gideceğiz" diye talimat vermiş.

Bakanlığa geldiğinde bir gazeteciler ordusunu sıraya dizilmiş beklerken görmüş. Kimi teybiyle, kimi fotoğraf makinesiyle, kimi kamerasıyla. Hatta eski usüllerden vazgeçemeyip tamtamıyla gelenler bile varmış. Vakur bir şekilde arabadan inmiş ve gazetecilerin sorularını yanıtsız bırakmış. Tam o sırada bakanın da çıkmakta olduğunu görmüş. Asasını kaptığı gibi bakanın yüzüne okkalı bir darbe savurmuş. Bakan yere yığılırken, hazırlamış olduğu istifa mektubunu da bakana fırlatmış. Şoförüne dönüp eve yürüyerek döneceğini ve serbest olduğunu söylemiş.

Tıpkı gençliğinde yaptığı gibi dede yadigarı asasıyla yürüyüşüne başlamış; kulağında dedesinin "Aferin" diyen sesi, kafasında karısıyla çocuklarının hayali ve hafifçe yağmakta olan yağmurla beraber. Toprak kokusunu içine çekerek. Gururla, haysiyetle, içinde yıllardan beri duyumsamadığı o enerjiyle. Ve uzakta görünen Kilimanjaro'ya bakıp kabilesinin zafer çığlığını atmış:

"Ben XXX oğlu YYY. Eve dönüyorum. Zaferle!"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria