Sansür Kanunu Site Kurma Şartlarını Belirliyor
RTÜK, STÜK, ŞTÜK ve dahi TTÜK derken nurtopu gibi yeni bir kurumumuz daha göreve başlayabilir, başlıyor, belki de başlamıştır. İnternette ortaçağ gelenek ve göreneklerine eksiksiz uyulması, taife-i nisanın namusunun korunması, çocuklarımızın, töre cinayeti, hurafe, kadın nasıl dövülür, cinler kaç çeşittir, ıvır, zıvır ve benzeri kadim bilgileri daha iyi öğrenebilmesi için Internet Güvenliği Başkanlığı iş başında. Kurumun adı "Türkiye'nin Interneti..." olmadığına, internet de uluslararası olduğuna göre kurum, dünyanın (Ay ve ay üssü Alfa dahil) internetinin güvenliğini de sağlayacak. Yanında da Bilişim Suçları Yasası hediye; 5651, 5651, 5651. Sizi gidi 14 yaşındaki kızlara bakıp sulananlar sizi (neyse ki hukuk sistemimiz buna açık bir kapı bırakıyor ama burada söylemem uygun olmaz)!
Pek haklı olarak "Sansür Yasası" olarak anılan bizim uygun görmediğimiz hiç bir şeyi yapamazsınız kod adlı, 5651 sayılı kanun çığır açacak. Birisinin cüzdanından kredi kartını çalmak hırsızlık oluyor ama bilgisayarından çalmak bilişim suçu; Etiler'de kumarhane işletmek adi suç, internet'te kumar oynamak (dikkat: oynatmak degil, oynamak) büyük bilişim suçu (sanırım jargondaki adı "nitelikli suç"). Eylemde kullanılan araca ve eylemin mekanına göre yasa çıkarmak zaten başlı başına hukuksal bir devrim. Böylece minareye kılıf uydurulup, araya başka şeyler de sıkıştırılarak sansür yolu açılmış oluyor. Hele şu "evlere şenlik" kısım var ki zaten dünyanın dörtte üçüne (kalan dörtte birinde de bir şey yok zaten) erişme olanağınız kalmıyor:
Ve fakat madem ki kurulmuş, kişisel isteğim Başkanlık'ın öncelikle aşağıdaki konuları ivedilikle çözüme kavuşturması:
[1] Av. Fikret İlkiz'in NTV'ye yaptığı değerlendirme.
Pek haklı olarak "Sansür Yasası" olarak anılan bizim uygun görmediğimiz hiç bir şeyi yapamazsınız kod adlı, 5651 sayılı kanun çığır açacak. Birisinin cüzdanından kredi kartını çalmak hırsızlık oluyor ama bilgisayarından çalmak bilişim suçu; Etiler'de kumarhane işletmek adi suç, internet'te kumar oynamak (dikkat: oynatmak degil, oynamak) büyük bilişim suçu (sanırım jargondaki adı "nitelikli suç"). Eylemde kullanılan araca ve eylemin mekanına göre yasa çıkarmak zaten başlı başına hukuksal bir devrim. Böylece minareye kılıf uydurulup, araya başka şeyler de sıkıştırılarak sansür yolu açılmış oluyor. Hele şu "evlere şenlik" kısım var ki zaten dünyanın dörtte üçüne (kalan dörtte birinde de bir şey yok zaten) erişme olanağınız kalmıyor:
‘RESMİ MÜSTEHCENLİK’ GÖRÜŞÜNE UYULACAK
“Bundan sonra örneğin müstehcenlik fiili bakımından; Kurul’un kendi dünya görüşüne göre müstehcen gördüğü her erişimi engelleme hakları var. O halde onlar karar verecekler. O halde size göre müstehcen olan, bana göre olmayan herhangi bir konuda internet ortamındaki yayınlar bakımında resmi müstehcenlik görüşüne uygun olarak belirlemek zorunda kalacağız. İşte bu noktada yargılamayı gerektiren bir konuda öncelikle internet ortamında işlendiğinden dolayı suç olarak görüp, suça karine olarak kabul ederek erişimi engellerseniz, yargılamayı gerektiren bir fiilin baştan engellenmesi, zararlı içeriği engelleyeceğiz derken blogların veya web sitelerinin engellenmesi, açıkça sansür tartışmalarını başlatacaktır.”[1]
Ve fakat madem ki kurulmuş, kişisel isteğim Başkanlık'ın öncelikle aşağıdaki konuları ivedilikle çözüme kavuşturması:
- Muzır sitelere e-poşet geçirilsin;
- Sitelerin sayfa boyları 19 Mayıs törenlerinde dizaltına dek uzatılsın;
- Herkesin açılış sayfası Kabe'yi göstersin;
- Kuraklığa karşı yağmur duaları on-line yapılsın;
- Sitelere helal sertifikası verilsin.
[1] Av. Fikret İlkiz'in NTV'ye yaptığı değerlendirme.
Yorumlar
Yorum Gönder