Imprimatur İfade Özgürlüğünü İhlal Eder mi? - imp27
Ama, ama... diyerek kekelediğinizi IPv4 ve IPv6 diyarının[1] her yerinden duyabiliyorum. Makalede sunulan bazı noktalara itirazları şimdi ele alacağım ve bu bölümü tartışmanın götüreceği yere kadar genişleteceğim.
Bu, ifade özgürlüğünün ihlali
Tarihsel olarak, ifade hakkının hükümetçe düzenlenmesi, kullanıldığı ortama göre değişiklik göstermiş, her yeni ortam daha öncekilere göre uygulanılması ters kaçabilecek yeni kısıtlamaların dayatılması için fırsat olarak görülmüştür. Televizyon yayıncılığı, basın ve bireysel konuşmayla karşılaştırıldığında, daha sıkı içerik denetimine maruz kalmıştır. Ticari konuşmalar (reklam) genellikle yasalarca korunan konuşma sayılmamış, çeşitli şekillerde denetlenmiştir. Çoğu gelişmekte olan olan ülkede siyasi konuşmalar, özellikle seçimle ilgili olanları sıkı denetim altındadır (ve tabii, çoğu "gelişmekte olan" ülke, siyasi tartışmaları düzenler, ve bu da oralarda çok az şeyin "gelişmesinin" temel sebebini oluşturur.).[2]
Amatör telsiz operatörlerine bile hükümetlerce lisans verilir, yayınları izlenir ve denetlenir, bir kuralın ihlal edilmesi durumunda lisansları iptal edilir. Bugüne dek, internet çok az denetime maruz kalmıştır, bunun gelecekte de böyle sürmesi için bir neden yoktur. 1912 yılından önce, ABD'de telsiz operatörleri için de bir yönetmelik yoktu; canı isteyen bir istasyon kurup, canının çektiği frekansta yayın yapabilirdi, tıpkı bugün internette olduğu gibi. 1912'de amatörlerin yayın frekansı 200 metre (1,5 MHz) olarak düzenlendi, bu da onların yayın yapabilme yeteneklerini oldukça daralttı. 1917'de, hükümet bütün radyo ve telsiz istasyonlarını kapattı. 1. Dünya Savaşı'nın sonuna dek, ABD vatandaşlarının radyo vericisi ya da alıcısı edinmesi yasaktı. Amatör radyolar, ticari olanları yayınlarına devam ederken, 2. Dünya Savaşı boyunca da kapatıldı. Bu yasaklamaların hiçbirine ifade özgürlüğü bağlamında karşı çıkılmadı.
ABD'de, en eski ve en güçlü konuşma özgürlüğü geleneğinin olması yeni medya türlerinin denetlenmesine engel teşkil etmedi. DMCA, Digital Millenium Copyright Act ise bilginin teknolojik olanaklarla yayılmasını kısıtlayan son sörneklerden biri (bkz, analog video kayıtlarının kopyalanmasını ayrıntılarıyla şekillendiren 1201k maddesi). Benzer hükümet yönetmeliklerine, bu makalede anlatılan teknolojilerle uygulanmasının konuşma ve ifade özgürlüğü adına uygulanmayacağını varsaymak için bir neden yok. Diğer gelişmiş ülkelerin zaten iletişimin düzenlenmesine yönelik hükümet müdahaleleri için geçmişi uzun gelenekleri mevcut ve bunların interneti kapsamasına itiraz olasılıkları daha da az.
[1] Şimdilik Internet Protokolü (IP) versiyon 4'teyiz. Sonraki sürüm versiyon 6 olacak. Tek sayılar Unix geleneği olarak deneme versiyonlarına veriliyor.
[2] Gelişmekte olan, ya da gelişmeye yüz tutmuş ifadelerinde exegesis tekniğini uygulamanızı vurgulamam gerek. Tıpkı küçük boy prezervatif olmaması gibi, değil mi?
17 Şubat 2008'de yayınlandı.
Bu, ifade özgürlüğünün ihlali
Tarihsel olarak, ifade hakkının hükümetçe düzenlenmesi, kullanıldığı ortama göre değişiklik göstermiş, her yeni ortam daha öncekilere göre uygulanılması ters kaçabilecek yeni kısıtlamaların dayatılması için fırsat olarak görülmüştür. Televizyon yayıncılığı, basın ve bireysel konuşmayla karşılaştırıldığında, daha sıkı içerik denetimine maruz kalmıştır. Ticari konuşmalar (reklam) genellikle yasalarca korunan konuşma sayılmamış, çeşitli şekillerde denetlenmiştir. Çoğu gelişmekte olan olan ülkede siyasi konuşmalar, özellikle seçimle ilgili olanları sıkı denetim altındadır (ve tabii, çoğu "gelişmekte olan" ülke, siyasi tartışmaları düzenler, ve bu da oralarda çok az şeyin "gelişmesinin" temel sebebini oluşturur.).[2]
Amatör telsiz operatörlerine bile hükümetlerce lisans verilir, yayınları izlenir ve denetlenir, bir kuralın ihlal edilmesi durumunda lisansları iptal edilir. Bugüne dek, internet çok az denetime maruz kalmıştır, bunun gelecekte de böyle sürmesi için bir neden yoktur. 1912 yılından önce, ABD'de telsiz operatörleri için de bir yönetmelik yoktu; canı isteyen bir istasyon kurup, canının çektiği frekansta yayın yapabilirdi, tıpkı bugün internette olduğu gibi. 1912'de amatörlerin yayın frekansı 200 metre (1,5 MHz) olarak düzenlendi, bu da onların yayın yapabilme yeteneklerini oldukça daralttı. 1917'de, hükümet bütün radyo ve telsiz istasyonlarını kapattı. 1. Dünya Savaşı'nın sonuna dek, ABD vatandaşlarının radyo vericisi ya da alıcısı edinmesi yasaktı. Amatör radyolar, ticari olanları yayınlarına devam ederken, 2. Dünya Savaşı boyunca da kapatıldı. Bu yasaklamaların hiçbirine ifade özgürlüğü bağlamında karşı çıkılmadı.
ABD'de, en eski ve en güçlü konuşma özgürlüğü geleneğinin olması yeni medya türlerinin denetlenmesine engel teşkil etmedi. DMCA, Digital Millenium Copyright Act ise bilginin teknolojik olanaklarla yayılmasını kısıtlayan son sörneklerden biri (bkz, analog video kayıtlarının kopyalanmasını ayrıntılarıyla şekillendiren 1201k maddesi). Benzer hükümet yönetmeliklerine, bu makalede anlatılan teknolojilerle uygulanmasının konuşma ve ifade özgürlüğü adına uygulanmayacağını varsaymak için bir neden yok. Diğer gelişmiş ülkelerin zaten iletişimin düzenlenmesine yönelik hükümet müdahaleleri için geçmişi uzun gelenekleri mevcut ve bunların interneti kapsamasına itiraz olasılıkları daha da az.
[1] Şimdilik Internet Protokolü (IP) versiyon 4'teyiz. Sonraki sürüm versiyon 6 olacak. Tek sayılar Unix geleneği olarak deneme versiyonlarına veriliyor.
[2] Gelişmekte olan, ya da gelişmeye yüz tutmuş ifadelerinde exegesis tekniğini uygulamanızı vurgulamam gerek. Tıpkı küçük boy prezervatif olmaması gibi, değil mi?
17 Şubat 2008'de yayınlandı.
Yorumlar
Yorum Gönder