Haiku #2: İkinci Dönem

seksi sise
Artık gazozlar
Kolay açılıyormuş.
Ben de isterem!

Mehmet Ali Erbil, "Şimdiki gazozlar kolay açılıyor," demiş; haklı olabilir. İkinci Dünya Savaşı'nın getirdiği büyük tahribat ve atbaşı giden mühendislik bilgisi (özellikle savaşabilmek için) olağanüstü bir üretim seferberlerliği başlattı. Savaşa katılmış olan ülkelerde hemen hiç bir şey kalmamıştı. Fabrikalar, evler yıkılmış, üretim zincirinde büyük kopukluklar olmuştu fakat savaş yeni yıldızlarını da yaratmıştı: mühendisler.

1970'lerin ortalarına dek sürecek bu dönemde, mühendisler gerçekten büyük başarılara imza atmakla kalmadılar, aynı zamanda da bütün kritik kararları onlar verdi. Şişe mi yapılacakti? En ucuz ve en verimli yöntemle yapılmalıydi; işlev daima şekilden önemliydi.

Bu yaklaşık yirmibeş yıllık dönem hemen her alanda arz fazlasıyla son buldu. Üretme hırsı ve dizginlenemeyen kapitalizm ürettikçe üretti. Öyle ki bir zamanların ithal ikamesi ekonomilerinde yaşayan bizler, Türkiye dışa açılıp bu arz fazlasıyla karşılaşınca ne yapacağımızı şaşırdık. Daha dün parasını altı ay önceden verip sıraya yazıldığımız mallar artık burnumuza dayanıyordu. Zor açılan şişeler kolay açılır, beğenilmeyen ürünler değiştirilebilir olmustu. Bu dönem de yıldızlarıyla birlikte geldi: Pazarlamacılar.

Pazarlamacılar önemliydi. Araba mı istiyordunuz, 25 çeşit vardı. Müzik seti mi lazım? 250 renk ve model mevcuttu. Gazoz deseniz pek boldu. Peki, müşteri hangisini seçecekti? Hepsini alamazdı ki. Ve şekil, işlevin önüne geçti. Kapak kolay açılmalı, şişe seksi olmalı, araba prestij sağlamalı, pantalon statüyü göstermeli, şampuan orgazma ulaştırmalı, çirkin kadın olmamalıydı (çünkü bütün kadınlar güzeldi).

Ben gazozların kolay açılmasını buna bağlıyorum. Tek merak ettiğimse şu: bir sonraki dönemin yıldızları kim olacak?

11 Kasım 2007'de yayınlandı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria