Evrensel Adaletsizliğin Temel Dogması - bük03
Birbirinden bu çok farklı zamanlarda, değişik birikimlere sahip bütün bu insanların bir adım daha öteye gidememiş olmaları insanı şaşkına çevirir. Ama nedeni basittir: hepsi o ilk ve zehirli doktrinleri, yani İlk Günah tarafından esir edilmiş, ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse körleştirilmişlerdir. Bu, evrensel adaletsizliğin temel dogmasıdır: "Tamamı tek kişi[1] yüzünden kaybetmiş, bırakın cezalandırılmayı, cezalandırılmayı hak eden, daha doğmadan suçlu ve inanılmaz derecede kötü, daha başlangıçta Tanrı için ölü kabul edilmişlerdir. Annesinin memesindeki bebek çoktan lanetli bir ruhtur artık."
Bunu kim mi söylüyor? Hepsi, Bossuet bile. Kutsal Saray'ın[2] üstadı, önemli teolog Spina doktrini şu sözlerle formülleştiriyor: "Tanrı masumların ölmesine neden mi seyirci kalıyor? Bunu adil olmak için yapıyor. Eğer işledikleri günahlardan dolayı ölmeseler bile, o ilk günah yüzünden ölüme mahkumlar."[3]
Bu canice kuramdan iki sonuç çıkıyor: adalette ve mantıkta. Yargıç her zaman adil olduğundan emin; karşısına kim getirilirse getirilsin kaçınılmaz olarak zaten suçlu, ve eğer kendisini savunursa, iki kat suçlu. Adalet için terlemeye, doğrudan yanlışı ayırdetmek için kafa yormaya gerek yok; her davada karar zaten belli. Mantıkçıyla öğretmen de artık insanın ruhunu tahlil etmekten, onun geçtiği aşamaları, karmaşıklığını göz önüne alırsak, iç farklılıklarını ve çelişkilerini inceleme külfetinden kurtuluyor. Artık ruhun erdemli yerine nasıl ve hangi yavaş ve küçük aşamalardan geçerek kötüye evrildiğini araştırmaya gerek yok. Bütün bu küçük şeyler, şüphe, zorluk ve huzursuzluklar, azıcık dahi anlasalar bile, nasıl da gülünesi şeyler, nasıl başlarını hor görerek sallayacaklar, ve süslü giysilerinin etekleri nasıl da asilce sallanacak!
Özellikle Şeytan'la Sözleşme sorusu gündeme geldiğinde, ruhun küçük bir kazanç için sonsuz işkenceye kendini sattığı o bölümde, biz filozoflar lanetlinin geçmişini, başına gelenleri, acılarını izleyebiliriz. Ama teoloğumuz bütün bu ayrıntıları ihmal edebilir. Ona göre Ruh ve Şeytan birbirleri için yaratılmıştır; ve ilk fırsatta, bir kapris uğruna, ani bir arzu, gelip geçici bir heves için ruh bu aşırılığa bodoslama dalar.
[1] Havva
[2] Vatikan
[3] De Strigibus, 9. Bölüm.
Resim: Wallace State Ünv.
Bunu kim mi söylüyor? Hepsi, Bossuet bile. Kutsal Saray'ın[2] üstadı, önemli teolog Spina doktrini şu sözlerle formülleştiriyor: "Tanrı masumların ölmesine neden mi seyirci kalıyor? Bunu adil olmak için yapıyor. Eğer işledikleri günahlardan dolayı ölmeseler bile, o ilk günah yüzünden ölüme mahkumlar."[3]
Bu canice kuramdan iki sonuç çıkıyor: adalette ve mantıkta. Yargıç her zaman adil olduğundan emin; karşısına kim getirilirse getirilsin kaçınılmaz olarak zaten suçlu, ve eğer kendisini savunursa, iki kat suçlu. Adalet için terlemeye, doğrudan yanlışı ayırdetmek için kafa yormaya gerek yok; her davada karar zaten belli. Mantıkçıyla öğretmen de artık insanın ruhunu tahlil etmekten, onun geçtiği aşamaları, karmaşıklığını göz önüne alırsak, iç farklılıklarını ve çelişkilerini inceleme külfetinden kurtuluyor. Artık ruhun erdemli yerine nasıl ve hangi yavaş ve küçük aşamalardan geçerek kötüye evrildiğini araştırmaya gerek yok. Bütün bu küçük şeyler, şüphe, zorluk ve huzursuzluklar, azıcık dahi anlasalar bile, nasıl da gülünesi şeyler, nasıl başlarını hor görerek sallayacaklar, ve süslü giysilerinin etekleri nasıl da asilce sallanacak!
Özellikle Şeytan'la Sözleşme sorusu gündeme geldiğinde, ruhun küçük bir kazanç için sonsuz işkenceye kendini sattığı o bölümde, biz filozoflar lanetlinin geçmişini, başına gelenleri, acılarını izleyebiliriz. Ama teoloğumuz bütün bu ayrıntıları ihmal edebilir. Ona göre Ruh ve Şeytan birbirleri için yaratılmıştır; ve ilk fırsatta, bir kapris uğruna, ani bir arzu, gelip geçici bir heves için ruh bu aşırılığa bodoslama dalar.
Diğer Bölümler:
Büyücü Kadın
Büyücü Kadın
[1] Havva
[2] Vatikan
[3] De Strigibus, 9. Bölüm.
Resim: Wallace State Ünv.
Yorumlar
Yorum Gönder