Kadını Doğa Büyücü Yapar - bük01

kar kralicesi
Giriş

1500'den önce Sprenger "Kadın büyücülerin sapkınlığından konuşabiliriz, erkeklerin değil; erkeklerin sayısı çok az." demişti. Tıpkı 13. Louis devrinde yaşamış diğer bir yazarın yazdığı gibi: "Bir erkek büyücüye karşılık onbin kadın büyücü var."

"Onları doğa büyücü[1] yapar,"--kadına ve yaradılışına özgü o yetenekleri. Çekici bir yaratık olarak doğar. Sık sık olan çoşku zamanlarında Kibele'dir; söz konusu aşksa bir sihirbaz. Sezgisinin kusursuzluğu, hile yaparken gösterdiği ustalık --çoğu zaman olağanüstü ve genellikle hayırsever-- o bir cadıdır, büyü yapar, acıyı hafifletip uykuya dönüştürür ve felaketin şiddetini hafifletir.

İlkel toplulukların hepsi aynı şekilde başlar; bunu gezginlerin anlattıklarında defalarca görürüz. Erkek avlanır ve savaşır. Kadın kurgular ve hayal eder; beğenilen annedir o, tanrıların anasıdır. Kıyısından köşesinden kehanet yeteneği, arzu ve hayalgücünün sonsuzluğuna erişmek için kanatları vardır. Mevsimleri daha iyi saymak için gökyüzünü tarar. Ama kalbi yeryüzüne de açıktır. Gözleri aşkın çiçeklerinde gezer; genç güzelliğiyle kendisi de çiçektir, onları oyun arkadaşı ve sırdaş olarak tanımayı öğrenir. Bir kadın olarak onlardan sevdiği erkeği iyileştirmesini ister.

Din ve bilimin ilk emekleyişlerindeki o basitlikleri ne zavallıcadır! Daha sonra, her biri kendi yoluna gidecektir; insan uzmanlaşacak, hekim, astrolog veya peygamber, ölü falcısı, papaz, fizyolog olacaktır. Ama bu ilk günlerde kadın hepsidir, ve her bölümde rolünü üstlenir.

kibele
Yunan paganizmi gibi güçlü, parlak ve canlı bir din Kibele'yle başlar, Büyücü ile biter. İlki, adil ve güzel, şafağın aydınlığında parlarken onu kucağına almış, ona çekiciliğini ve ihtişamını vermiştir. Daha sonraki günlerde, hasta ve yorgunken, karanlık çağların kasvetinde, ocakların başında ve ormanlarda, büyücü tarafından saklanmış ve korunmuştur; korkusuz merhameti ihtiyaçlarını sağlamış ve onu hayatta tutmuştur. Dinler için kadın, anadır, şefkatli bir koruyucu ve sadık bir hemşiredir Tanrılar erkekler gibidir; bir kadının göğsünde doğar ve orada ölürler.

Ama sadakati ona pahalıya patlamıştır! Ah, Circe'nin, gizli Kibele'nin ismini söyleyen o İran'nın magi kraliçeleri, ne yazık! Nasıl yenildiniz, değişimin barbarlığı size ne acılar çektirdi!... Şarktaki tahtından insanlara bitkilerin ve yıldızların hareketini öğreten, Delphi'de, tanrısal ışıkla aydınlanmış, önünde diz çökenlere kehanetler sunan o, bin yıl sonra vahşi bir yaratık gibi avlanacaktı, sokaktan sokağa kovalanacak, küfür edilecek, tokatlanacak, taşlanacak, kızgın ateşte dağlanacaktı.

michelle pfeiffer stardust filmindenDin adamlarından çektiği yetmezmiş gibi, insanlar da hakaret edecek, çocuklar taş atacaktı zavallıya. Çocuktan pek de farkı olmayan şair de bir taş attı ona, onu daha çok inciten bir taş. Onu çirkin ve yaşlı resmetti. Büyücü veya cadı sözcüğü artık Macbeth'in Acaip Kız kardeşler'ini çağrıştırıyor. Ama cadı Kmahkemeleri tam tersini kanıtlıyor: çoğu yalnızca güzel ve çekici olduğu için katledildi.

Kibele geleceği görürdü; ama büyücü geleceği yaratır. Aralarındaki önemli fark budur. Kader'i o harekete geçirir, onunla konuşur ve ona rehberlik eder. Gelen kıyameti önceden görüp, esefle gelmesini beklemekten başka bir şey yapmayan geçmişin Cassandra'sı gibi değildir o; geleceğe biçim verir. Circe'den daha büyük, Medea'dan daha yüce, elinde doğal mucizenin sihirli çubuğunu tutar ve doğa, sanki kızkardeşiymiş gibi yardıma hazırdır. Onda modern Prometheus'un gölgelerini görürüz, --insanı iyileştiren ve yeniden yaşama döndüren egemen sanayinin daha üstünde, yeni bir sanayinin başlangıcını. Kibele'nin aksine, hiç durmadan bahar gününü seyretmez o, gözü batan güneştedir; şafaktan çok önce, yalnızca parlaklığı azalan bu üzgün top habercisidir gerçek günün (tıpkı Alpler'in tepelerindeki o parıltı gibi).

Papaz tehlikenin nerede olduğunu anlar; böyle bir düşman, tehditkar bir rakip, küçümsermiş gibi yaptığı Doğa'nın Yüce Prensesi'nden korkmak gerekir. Eski tanrılardan yeni tanrılar yaratmıştır o. Geçmişin eski Şeytan'ının yanında, içinde yeni bir Şeytan'ın geliştiği görülür, geleceğin Şeytan'ı.

Diğer Bölümler:
Büyücü Kadın

[1] Türkçe eşitlikçi bir dil, dolayısıyla sözcüklerde dişil/eril ayrımı yok. Bu yazı bağlamında büyücü ne zaman cinsiyet belirtilmeden kullanılırsa zımnen kadın büyücü anlamına gelecek.
Foto1- Kar Kraliçesi, Edmund Dulac (1911)
Foto2- Kibele, Utah Devlet Ünv.
Foto3- Michelle Pfeifer, Stardust

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria