Özgür Yazılım ve Açık Kaynak - blş11

Bu iki tür yazılım türünün lisansları arasındaki fark internette hararetli tartışmaların konusudur. Her ikisinde de ana fikir yazılımın kaynak kodunun programla birlikte verilmesi ve kullanıcılara kodu değiştirme ve geliştirme olanağı sunulmasıdır.

Özgür yazılım hareketinin gurusunun genellikle Richard Stallman olduğu kabul edilir. Stallman özgürlükten kastettiğinin bedava[*] ürün olmadığını, bunun 'özgürce değiştirilen', 'özgürce kullanılabilen' ve 'özgürce devredilebilen' demek olduğunu özellikle belirtir. Kaynak kod gizli olmamalı, ve bu koşullar ürünün sonraki kullanıcılarına aktarılmalıdır(Gnu 1). Başkalarının, programlarını özel mülkiyet haline getirmemesi için insanlar (programı yazanlar) telif haklarını elde tutmaya devam etmeli ve patent kullanmamalıdır(Gnu 2). Görünen şu ki ABD yasalarında varsayılan, herhangi bir şeyin kamu değil özel mülkiyet olduğudur. Model, aslen batı biliminin modelidir - açık dağıtım ve yapılanın eleştirilebilmesi. Stallman şunu savunur:

Amerikan Anayasası telif hakkının "bilimi iletletmek için" var olduğunu söylüyor. Telif hakkı bilimin ilerlemesinin önünü kesiyorsa, bilim telif hakkını yolundan çekmelidir. (Richard Stallman, 2001)

Bruce Parens ve Eric Raymond gibi açık kaynak modelinin destekleyicileri gizliliğin olmaması veya 'özgürlüklerin' aktarılabilmesi konularında yeterince ısrarlı değil gibiler. Onlara göre gerekli olan tek şey kaynak kodunun verilmesi - size tanınmış hakları başkalarına aktarmak zorunda değilsiniz. Bazı durumlarda, açık kaynak lisanslı programlarda yapılan değişiklikler satıcının kesin mülkiyeti olabiliyor. Diğer bir deyişle, açık kaynak kamu malına el konulmasına izin verip bazı şirketlerin yazılımlarının bir kısmının açık kaynaklı olmasına olanak sağlıyor.

Raymond açık kaynak ve sanayi-sonrası kapitalizmin doğal müttefik olduğunu savunuyor, ve bir şeyi açık kaynaklı yapmanın hataları bulmayı kolaylaştırıp güvenilirliği artırdığını belirtiyor - ama yukarıda anlatıldığı gibi, kapitalizmde verimliliği artırmakla açıklık aynı şey değil. Raymond'un rahatlığı toplumumuzun daima hayatta kalmayı ve muhtemelen mutluluğu çoğaltma opsiyonunu seçeceğimiz varsayımına bağlı gibi görünüyor. Buna gerek olmayabilir.

Raymond daha sonra bir hizmet karşılığı ödeme ekonomisinin yalnız insanlar varolma sıkıntılarından kurtulmuşlarsa işleyebileceğini iddia ediyor. Bu tam olarak doğru değil zira, çoğu hizmet karlığı ödeme ekonomisi yaşam koşullarının oldukça zorlaştığı durumlarda varolmak için gerekli malların dağıtılması işlevini görüyor, ama kapitalizmin varolmak için gerekli ana mekanizma rolünü oynayarak hizmet karşılığı ödeme ekonomilerini önleme eğiliminde olduğu muhtemelen doğru. İnternetteki bu tür ekonomiler, insanların değiştokuş noktalarının dışında yaşamlarını sürdürebilmelerine bağlı. Örneğin, üniversitelerde çalışan insanların ticari desteğe bağımlılığı ne kadar artarsa, fon kazanmak için o kadar fikir veya ürün fikri satmak durumunda kalırlar, bu da tam tersi demektir. İnternetin hediye ekonomisi varlığını büyük oranda teknik ticari sektör ve üniversitelere verilen devlet desteğine borçlu. Devletin desteği azaldıkça, bu şekilde işlevine devam etmesi zorlaşacak.

Gerçek hangisi olursa olsun, 'özgürlük' üzerinde daha az ısrarlı açık kaynak lisansı (ürüne bedava emek sağlamak dışında), iş dünyasıyla daha uyumlu, çünkü kamu mülkünün kullanılmasına olanak sağlarken kapitalist mülkiyet haklarını koruyor.

Açık kaynak taraftarları genellikle, Stallman'ı fazla idealist olmakla suçluyor ve kendi tekniklerinin fikirlerini ticari dünyaya satmada daha başarılı olduğunu savunuyorlar. IBM, örneğin, şimdi etkin bir şekilde açık kaynaklı işletim sistemi Linux'u destekliyor. Diğerleri Stallman'ı, sol siyasi görüşlü görünmesinden dolayı, kendisi sürekli reddetse de, komünist olmakla suçluyor ama bu da fikri mülkiyetin rolünü değiştirme olasılığından ne derece korkulduğunun göstergesi. Stallman da etik ve özgürlük tartışmalarının insanları tedirgin ettiğini ve iş dünyasınca kabul edilebilir bulunmadığını söylemekte (Stallman, 2000). Lessig'in yazdığı gibi:

Microsoft kendisini dinleyecek kimi bulursa GPL'nin (Genel Kamu Lisansı) 'tehlikeli' bir lisans olduğunu söyleyerek GPL'ye karşı savaş açmış durumda. Ama bahsettiği tehlikelerin çoğu hayali. Diğerleri GPL'nin, değiştirilmiş sürümlerin de özgür olmasını talep ederek dayatmada bulunduğu için itiraz ediyor. Oysa koşul, dayatma değildir. Nasıl Microsoft için mişterilerinin muhtemelen milyonlar ödemeden Office ürünün değiştirilmiş sürümlerini dağıtmayı yasaklaması dayatma değilse, GPL'nin değiştirilmiş sürümlerin de özgür olmasını istemesi dayatma değildir.(Lessig, 2002).

Bazı tazyikler serbest girişimin özgürlüğü olarak gösterilebilir - işçilerden istenen esneklik, ticari mülkiyete uygulanmamaktadır, bu da mülkiyetin üzerindeki gücünü genişletmek isteyen genel kapitalist görüşle uyum içindedir. ABD'yle yapılan son serbest ticaret müzakerelerinde gördüğümüz gibi telif hakkının genişletilmesi serbest ticaret için bir engel teşkil etmezken, sağlık yönetmelikleri etmektedir (Cochrane, 2003:1). Yine, IBM'nin Linux versiyonunun bir kısmının kendilerine ait özel mülkiyet içerdiğini iddia ederek SCO'nun IBM'ye 3 milyar dolarlık dava açması, bu konuda bir savaşın başladığını göstermektedir (Philipson, 2003).[**]

Diğer Bölümler:
Bilişim Ekonomisi

[*] Söz konusu terimin ingilizcesi olan Free Software'deki 'free' sözcüğü hem özgür, hem de bedava anlamına gelir.
[**] SCO davayı kaybetti ve iflasını istedi. 2007, A.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria