Mülkiyetin Yaratılması - blş06
Eşdeğer ürün yaratmanın maliyeti düştükçe, günümüzün baskın şirketleri ya bilgi kıtlığı yaratarak, ya da patent veya telif hakları aracılığıyla bilgi değişimini veya artırılmasını engelleyerek, fiyatlarını ve kar marjlarını koruma yoluna gittiler. Lester Thurow "özel bilginin düşük maliyetle paylaşılma döneminin bittiğini" söyleyerek şöyle yazıyor:
Örneğin Microsoft, yan kuruluşu Corbis aracılığıyla "dünya tarihinin fotoğrafik kayıt haklarını" fiilen elde etmiş durumda (Hallacy, 2000). British Telecom yakın zamanda "web linkleri" fikrinin kendisine ait olduğunu iddia etmiş ve taleplerde bulunmuştu. Gerçi mahkemede kaybettiler ama kuramsal olarak fikrin muhtemel sahibi Xerox, yasal olarak aynı talepte bulunabilir.
Kamusal alana, her yoldan gizlice tecavüz edilmekte:
Bilişim ekonomisinde "yaratıcılık", asıl sahibinin yaratan değil de işvereni olduğu bir mülkiyet biçimini haklı göstermek amacıyla, mülkiyeti toplumsal ve işbirliğine dayalı süreçlerden soyutlayan sihirli bir sözcük oldu ve genelde emeğin değerinin kapitalist yöntemlerle belirlenmesini taklit ediyor. Sirketler çalışanlarından patent üretmesini isteyebiliyor, ama bu patentler yaratıcılarının olmuyor. James Boyle'a bakarsak:
Yapay yaratılmış bir "Şirket Yazar" çıkış noktası olarak meşru kabul edilince, hemen o dakikada kuram, gerçek yazarın öldüğünü ilan ediyor. İddia, kaynakların, takım çalışmasının ve izleyicilerin iddialarını geriplana itiyor. Hipermetin [hypertext] oldukları için web sayfalarının yazarının olmadığı gibi iddiaların (Poster, 2002) ticari şirketlerin lehine olduğunu ve yazarın haklarını azalttığını söyleyebiliriz.
Telif hakkının genişletilmesi ticari etkinin az olduğu zamanlardaki internette gelişen özgür değiştokuş felsefesiyle çatışmakta; özellikle de netin inşasına olanak veren, teknik sorunlara bulunan çözümlerin serbestçe değişimi alanında (Lessig, 2001; King et al., 1997: 26ff; Schiller, 1999: 10). İnternet yalnızca belirli depolama ve geçiş noktalarında kolayca kopyalar tutularak çalışabilir - belleğin kopyalanmasıysa bilgisayarların kalbidir. Gereksiz yere katı bir telif hakkı uygulamasının bu işleyişe mani olacağını düşünmek mantıklıdır. İleride göreceğimiz gibi ilk internet vatandaşlarının çoğu, fazla bir etkisi olmasa da, ticari işgale karşı çıkmış ve serbest değişim geleneğine uygun olarak "açık kaynaklı" yazılım kullanmanın bayraktarlığını yapmışlardır. Bu kadar genişletilmiş bir telif hakkı, "bilişim ürünlerinin" çoğunlukla diğer bilişim ürünlerinden parçalar içermesinden dolayı yaratıcılıkla da bir çatışma içindedir (Boyle, 2002: 19). Örneğin Shakespeare'in oyunları daha öncesinin kaynaklarına, biçemlerine ve ifadelerine dayalıdır. Her bilişim ürünü bir şekilde diğer ürün ve tasarımlardan sistemsel ve tarihsel bir şeyler alır.
[*] Enclosure Act; ing. Özel arazilerin çevresine çit örülmesine izin veren yasa.
Sanayi Devrimi, İngiltere'de kamu arazilerinin yok olmasıyla son bulan çevreleme hareketiyle* başlamıştı. Dünyanın, fikri mülkiyet haklarının toplumca çevrelenerek korunmasına ihtiyacı var, aksi takdirde fikri mülkiyetin değerli parçalarının en güçlülerce kapışıldığı bir mücadeleye tanık olacağız; tıpkı üçyüz yıl önce İngiltere'de kamu arazilerinin en güçlülerce kapışıldığı gibi. (Schiller, 1999: 77)
Örneğin Microsoft, yan kuruluşu Corbis aracılığıyla "dünya tarihinin fotoğrafik kayıt haklarını" fiilen elde etmiş durumda (Hallacy, 2000). British Telecom yakın zamanda "web linkleri" fikrinin kendisine ait olduğunu iddia etmiş ve taleplerde bulunmuştu. Gerçi mahkemede kaybettiler ama kuramsal olarak fikrin muhtemel sahibi Xerox, yasal olarak aynı talepte bulunabilir.
Kamusal alana, her yoldan gizlice tecavüz edilmekte:
Patentler giderek artan biçimde esnetilerek, yirmi yıl öncesine kadar herkesin patenlemez olduğunu kabul ettiği fikirleri kapsar hale geliyor: öyle ki, açık artırma ve muhasebe yöntemleri gibi "buluşları" içeren ticari yöntem patentleri denenler bunlara bariz birer örnek. Bu çabaların arasında en rahatsız edici olanlarıysa sadece verileri bir araya getirerek üretilen fikri mülkiyet hakkı talepleri... yenilik ve bariz olmama kavramlarının esnetilmiş yorumları fikri mülkiyet haklarını alttaki ham bilgi tabakasına hızla yaklaştırıyor. (Boyle, 2002: 16)
Bilişim ekonomisinde "yaratıcılık", asıl sahibinin yaratan değil de işvereni olduğu bir mülkiyet biçimini haklı göstermek amacıyla, mülkiyeti toplumsal ve işbirliğine dayalı süreçlerden soyutlayan sihirli bir sözcük oldu ve genelde emeğin değerinin kapitalist yöntemlerle belirlenmesini taklit ediyor. Sirketler çalışanlarından patent üretmesini isteyebiliyor, ama bu patentler yaratıcılarının olmuyor. James Boyle'a bakarsak:
Bilgi, karşımıza özel (toplumsal ve kavramsal) sorunlar çıkartıyor ve yazarı olmak bunları çözer gibi görünüyor... Yazar, kamu ve kişi alanının arasında duruyor, topluma yeni fikirler verirken, yarattığına karşılık ona sınırlı bir özel mülkiyet veriliyor. (Boyle, 1996: xii)
Yapay yaratılmış bir "Şirket Yazar" çıkış noktası olarak meşru kabul edilince, hemen o dakikada kuram, gerçek yazarın öldüğünü ilan ediyor. İddia, kaynakların, takım çalışmasının ve izleyicilerin iddialarını geriplana itiyor. Hipermetin [hypertext] oldukları için web sayfalarının yazarının olmadığı gibi iddiaların (Poster, 2002) ticari şirketlerin lehine olduğunu ve yazarın haklarını azalttığını söyleyebiliriz.
Telif hakkının genişletilmesi ticari etkinin az olduğu zamanlardaki internette gelişen özgür değiştokuş felsefesiyle çatışmakta; özellikle de netin inşasına olanak veren, teknik sorunlara bulunan çözümlerin serbestçe değişimi alanında (Lessig, 2001; King et al., 1997: 26ff; Schiller, 1999: 10). İnternet yalnızca belirli depolama ve geçiş noktalarında kolayca kopyalar tutularak çalışabilir - belleğin kopyalanmasıysa bilgisayarların kalbidir. Gereksiz yere katı bir telif hakkı uygulamasının bu işleyişe mani olacağını düşünmek mantıklıdır. İleride göreceğimiz gibi ilk internet vatandaşlarının çoğu, fazla bir etkisi olmasa da, ticari işgale karşı çıkmış ve serbest değişim geleneğine uygun olarak "açık kaynaklı" yazılım kullanmanın bayraktarlığını yapmışlardır. Bu kadar genişletilmiş bir telif hakkı, "bilişim ürünlerinin" çoğunlukla diğer bilişim ürünlerinden parçalar içermesinden dolayı yaratıcılıkla da bir çatışma içindedir (Boyle, 2002: 19). Örneğin Shakespeare'in oyunları daha öncesinin kaynaklarına, biçemlerine ve ifadelerine dayalıdır. Her bilişim ürünü bir şekilde diğer ürün ve tasarımlardan sistemsel ve tarihsel bir şeyler alır.
Diğer Bölümler:
Bilişim Ekonomisi
Bilişim Ekonomisi
[*] Enclosure Act; ing. Özel arazilerin çevresine çit örülmesine izin veren yasa.
Yorumlar
Yorum Gönder