Ya Ölüm, Ya Qxapoiu
İnternet arama motorlarında en fazla aranan sözcüklerden birisinin Qxapoiu olduğunu biliyor muydunuz? İnsanoğlu bir garip! Qxapoiu ne mi? Tam olarak ben de bilmiyorum ama hikaye (ing.) şöyle:
İki kaşif, yamyamlıklarıyla bilinen, dış dünyadan yalıtılmış bir kabileyi bulmak için Güney Amerika cangıllarının hiç gidilmediği kadar içlerine gitmişler. O güne kadar pek az kaşif bu kabileyle ilgili bir şeyler öğrenip, canlı dönebilmiş.
Ormanda konaklarken, bir gece aniden aradıkları kabile tarafından tutsak alınmışlar. Dövülmüş, giysileri çıkarılmış ve birer kazığa üç gün boyunca bağlandıktan sonra, kabilenin yaşlılarının huzuruna çıkarılmışlar. Şaşırtıcı şekilde, yaşlılar çok iyi İngilizce konuşabiliyorlarmış. İngilizceyi, daha önce tutsak ettikleri kaşiflerden öğrenmişler.
Yaşlılar kaşiflere, topraklarından geçmenin suç olduğunu ve daha önce gelmiş bir beyaz adamdan kaptıkları hastalık yüzünden kabilenin % 90′ının kırıldığını anlatmış. Bu yüzden dışarıdan gelenlerin hepsi iki cezadan birisine çarptırılıyormuş: ölüm veya en azından qxapoiu.
Birinci kaşife ayağa kalkması söylenmiş ve kabilenin şefi sormuş: “Ölüm mü, qxapoiu mu?” Kaşif qxapoiu’nun ne olduğunu bilmiyormuş ama nasılsa ölümden iyidir diye düşünüp, qxapoiu diyerek yanıtlamış.
Qxapoiu töreni yapılırken, seyretmek zorunda kalan ikinci kaşif dehşet içinde kalmış. Birinci kaşifin gövdesinde küçük kesikler yapıldıktan sonra keskin sirkeyle dolu bir kazana sokulmuş, ardından da adama zorla canlı kurtçuk yedirmişler. Bunu diğer işkenceler takip etmiş. İşkenceler, öyle iğrenç, öyle acı veriymiş ki, burada yazamıyoruz, ama sonuçta birinci kaşif canlı kalmayı başarmış.
Sıra ikinciye gelince, şef yine sormuş: “Ölüm mü, qxapoiu mu?” Gördüklerinden dehşete kapılan ikinci kaşif “Ölüm” diye yanıtlamış. Herkes heyecanla yutkunmuş ve şef: “Pekala, o zaman qxapoiu ile ölüm!”
İki kaşif, yamyamlıklarıyla bilinen, dış dünyadan yalıtılmış bir kabileyi bulmak için Güney Amerika cangıllarının hiç gidilmediği kadar içlerine gitmişler. O güne kadar pek az kaşif bu kabileyle ilgili bir şeyler öğrenip, canlı dönebilmiş.
Ormanda konaklarken, bir gece aniden aradıkları kabile tarafından tutsak alınmışlar. Dövülmüş, giysileri çıkarılmış ve birer kazığa üç gün boyunca bağlandıktan sonra, kabilenin yaşlılarının huzuruna çıkarılmışlar. Şaşırtıcı şekilde, yaşlılar çok iyi İngilizce konuşabiliyorlarmış. İngilizceyi, daha önce tutsak ettikleri kaşiflerden öğrenmişler.
Yaşlılar kaşiflere, topraklarından geçmenin suç olduğunu ve daha önce gelmiş bir beyaz adamdan kaptıkları hastalık yüzünden kabilenin % 90′ının kırıldığını anlatmış. Bu yüzden dışarıdan gelenlerin hepsi iki cezadan birisine çarptırılıyormuş: ölüm veya en azından qxapoiu.
Birinci kaşife ayağa kalkması söylenmiş ve kabilenin şefi sormuş: “Ölüm mü, qxapoiu mu?” Kaşif qxapoiu’nun ne olduğunu bilmiyormuş ama nasılsa ölümden iyidir diye düşünüp, qxapoiu diyerek yanıtlamış.
Qxapoiu töreni yapılırken, seyretmek zorunda kalan ikinci kaşif dehşet içinde kalmış. Birinci kaşifin gövdesinde küçük kesikler yapıldıktan sonra keskin sirkeyle dolu bir kazana sokulmuş, ardından da adama zorla canlı kurtçuk yedirmişler. Bunu diğer işkenceler takip etmiş. İşkenceler, öyle iğrenç, öyle acı veriymiş ki, burada yazamıyoruz, ama sonuçta birinci kaşif canlı kalmayı başarmış.
Sıra ikinciye gelince, şef yine sormuş: “Ölüm mü, qxapoiu mu?” Gördüklerinden dehşete kapılan ikinci kaşif “Ölüm” diye yanıtlamış. Herkes heyecanla yutkunmuş ve şef: “Pekala, o zaman qxapoiu ile ölüm!”
Yorumlar
Yorum Gönder