Bilişim Ekonomisinde İnternet Siyaseti - blş01

Bilişim ekonomisi fikrinin kendisinin bile, genel kullanımdan ayrı tutulup paylaştırılacak yepyeni bir mülkiyet alanı ima ederek olumsuz etki yarattığı düşünülebilir. Bilişim terimi, aynı şekilde benzer oldukları için şeyleri birbiriyle ilişkilendiren bir kavram değildir. Yüzüstüne çıkardığı gibi de saklayabilen, açık ve sihirli bir terimdir. Bu kadar revaçta olduğu da dikkate alınırsa, halihazırda varolan bir gündeme hizmet ettiği iddia edilebilir. Hatta aynı derecede muğlak olan bilişim işçileri terimi bile bu çercevede ele alındığında analiz için yararlı olur, zira sorunları, ellerindeki verinin hacmi ve hatalarla dolu olduğu gözönüne alınırsa, bu insanları yönetsel gücün genişletilmesi bağlamında güçlü bir konumda tutmaz. Internet, küçük gruplar arasında iletişimi sağlayacak yollar yaratsa da, tartışma ve örgütlenme için gerekli ortamı sağlayamayabilir.[1]

Mülkiyetin, güç ve değiştokuş sistemlerinden doğan tartışmalı bir hayal olduğu iddia edilmiştir. Başlangıçta internetin çoğunlukla bir prestij ekonomisi gibi çalıştığı görülmüş, tanınma ve saygınlık için hediye (her türlü dosya, bilgi, şarkı, vb. ç.n.) verilmesi ana etken olmuştur. Richard Barbrook (1999) bunun, gerçek hayatta pek de mümkün olamayacak, sanal demokratik komünizm olduğunu savunur. Bu prestij ekonomisi, bilişim ekonomisi çerçevesi içinde en önemli özelliği ücretlendirilebilme olan kapitalist mülkiyet tanımları karşısında saldırıya açıktır. Kapitalist mülkiyet, telif ve patent yasalarının genişletilerek bilginin çitlerle çevrilmesi veya saklanmasıyla yaratılmıştır. Hacker ekonomisinin (hacker sözcüğü özellikle çevrilmemiştir, a.) bazı kısımları hala ayakta, ve açık ve özgür yazılımın destekçileri arasındaki mücadele bilişim kapitalizminin bedava değişimi nasıl yok etmek için çalıştığını gösteriyor.

Hacker’lar, ya da daha genel bir deyişle bilgi işçileri, çoğunlukla yeni ekonominin yaşamsal bir parçası olarak kabul edilirler. Himanen (2001a), Manuel Castells’in (2001) de teyidiyle, Max Weber’de Protestanlar Kapitalist Çağ için neyse, Hacker’ların da yeni Bilişim Çaği için o olduğunu iddia eder. Bu sav, artık yalnızca şimdiki dönemin bir çok özelliğini ihmal ederek desteklenebilir. Dahası, bilişim toplumunda bilgiyi, doğruluğuna göre değil, artık varolan, siyasallaşmış veya pazarlanmış önyargılar bütünü içindeki rolüne göre değerlendirme olasılığı vardır. Bu durumda, kesinlik doğruluğu / hatasızlığı kovacaktır. Son olarak, siyasal hoşnutsuzluktan dolayı internetin kullanımının demokratik ve eşitlikçi bir sonuç getireceğinin bir garantisi yoktur. Bilişim Çağı’nın ortaya çıkacak yapıları ileri derecede anti-demokratik olabilir ve medyanın ve içeriğin küçük bir azınlığın yönetiminde kalmasıyla, eşitsizlikleri güçlendiren, Bilişim Feodalizmi de diyebileceğimiz bir şeye dönüşebilir. Bilişim toplumunda bilginin denetimi, göreceli olarak daha güçsüze bir devlet desteğinin olmadığı, feodalizmdeki toprağın denetimine eştir (Drahos ve Braitwaithe, 2002). Eğer öyleyse, internet bu eğilimlere karşı çıkmak yerine zaten bu eğilimleri içselleştirmiş olabilir.

Yeni ekonominin yaklaşan zaferi yerine, eskisinin kuvvetlenerek dönmesi mümkündür. Steven Best ve Douglas Kellner’den bir alıntı yapmak gerekirse:

Finansal kurumlar tarafından ölçüsüzce şişirilmişse de, internet patlamasına yeni bir öncü kol tarafından önderlik edilmiştir. Ikinci Bush yönetimi ise birçok açıdan eski bekçinin dönüşü olup, ekonomik ilerlemenin emperyalist genişlemeyle büyüyen bir kayıp-kazanç oyunu olarak görüldüğü bir sağma ekonomisidir (2003).

Ayrıca Lawrence Lessig, eski rejimlerde kar edenlerin bu yeni ortamın denetimini ele geçirmek için mücadele ettiklerini ve bunda da başarılı olacak gibi göründüklerine dair uyarılarda bulunmuştur (Lessig, 2001). Eski düzenin, biraz değişmisse de, kaybettiğini veya kaybedeceğini varsaymak için bir neden yoktur.

Bilişim teknolojisinin Marx tarafından analiz edildiği gibi klasik kapitalizmin trendlerinin yoğunlaşmasına yol açacağını iddia etmek bile mümkündür, örneğin: tek bir kültürün küreselleşmesi (Amerikan, a.), ulusal sanayilerin imhası, belli kentlerin büyümesi, artan eşitsizlik, artan tekelleşme, emeğin makine gücünün bir uzantısı durumuna indirgenmesi, sermayenin artık yerel yasalarca denetlenememesi, devletin büyük şirketlerin çıkarları için bir hizmetliye dönüşmesi, yönetmeliklerin yaygınlığının artması ve toprak ve insanların denetimi, bütün değerlerin mala veya parasal değişim aracına dönüşmesi, vb (Marshall, 2000). Kapitalizmin bu yeniden dirilişi ve ticari şirket modelinin yaşamın daha önce erişmediği yönlerine uzatılması izleyen bölümlerde arka plandaki toplumsal eğilim olarak ele alınacaktır.

Diğer Bölümler:
Bilişim Ekonomisi

[1] Bu makale pratik gündelik siyaset olarak da adlandırılabilecek bir internet posta listesinin etnografisinden doğmuştur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Papağan Totemi

Gezegen Simgeleri

Tanrıça Asteria